veẕkür fi-lkitâbi ibrâhîm. innehû kâne ṣiddîḳan nebiyyâ.
Kitap'da İbrahim'e dair anlattıklarımızı da an, o şüphesiz dosdoğru bir peygamberdi.
iẕ ḳâle liebîhi yâ ebeti lime ta`büdü mâ lâ yesme`u velâ yübṣiru velâ yugnî `anke şey'â.
Babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?"
yâ ebeti innî ḳad câenî mine-l`ilmi mâ lem ye'tike fettebi`nî ehdike ṣirâṭan seviyyâ.
"Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğru yola eriştireyim."
yâ ebeti lâ ta`büdi-şşeyṭân. inne-şşeyṭâne kâne lirraḥmâni `aṣiyyâ.
"Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahman'a baş kaldırmıştır"
yâ ebeti innî eḫâfü ey yemesseke `aẕâbüm mine-rraḥmâni fetekûne lişşeyṭâni veliyyâ.
"Babacığım! Doğrusu sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak kalırsın."
ḳâle erâgibün ente `an âlihetî yâ ibrâhîm. leil lem tentehi leercümenneke vehcürnî meliyyâ.
Babası: "Ey İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz çevirmek mi istiyorsun? Bundan vazgeçmezsen mutlaka seni taşlarım; uzun bir süre benden uzaklaş git." dedi.
ḳâle selâmün `aleyk. seestagfiru leke rabbî. innehû kâne bî ḥafiyyâ.
İbrahim şöyle cevap verdi: "Sana selam olsun. Senin için Rabbim'den mağfiret dileyeceğim, çünkü O, bana karşı çok lütufkardır."
vea`tezilüküm vemâ ted`ûne min dûni-llâhi veed`û rabbî. `asâ ellâ ekûne bidü`âi rabbî şeḳiyyâ.
"Sizi Allah'tan başka taptıklarınızla bırakıp çekilir, Rabbime yalvarırım. Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım."
felemme-`tezelehüm vemâ ya`büdûne min dûni-llâhi vehebnâ lehû isḥâḳa veya`ḳûb. veküllen ce`alnâ nebiyyâ.
İbrahim onları Allah'tan başka taptıklarıyla başbaşa bırakıp çekilince ona İshak ve Yakub'u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.
vevehebnâ lehüm mir raḥmetinâ vece`alnâ lehüm lisâne ṣidḳin `aliyyâ.
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onların her dilde üstün şekilde anılmalarını sağladık.