Skip to main content

يُرْسِلِ
göndersin
ٱلسَّمَآءَ
gökten
عَلَيْكُم
üzerinize
مِّدْرَارًا
bol yağmur

yürsili-ssemâe `aleyküm midrârâ.

Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin."

Tefsir

وَيُمْدِدْكُم
ve size yardım etsin
بِأَمْوَٰلٍ
mallarla
وَبَنِينَ
ve oğullarla
وَيَجْعَل
ve versin
لَّكُمْ
size
جَنَّٰتٍ
bahçeler
وَيَجْعَل
ve versin
لَّكُمْ
size
أَنْهَٰرًا
ırmaklar

veyümdidküm biemvâliv vebenîne veyec`al leküm cennâtiv veyec`al leküm enhârâ.

"Sizi, mallar ve oğullarla desteklesin; sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın."

Tefsir

مَّا
ne?
لَكُمْ
oluyor size
لَا تَرْجُونَ
ummuyorsunuz
لِلَّهِ
Allah için
وَقَارًا
saygı

mâ leküm lâ tercûne lillâhi veḳârâ.

"Ne oluyorsunuz ki Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz."

Tefsir

وَقَدْ
oysa
خَلَقَكُمْ
O sizi yarattı
أَطْوَارًا
aşama aşama

veḳad ḫaleḳaküm aṭvârâ.

"Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır."

Tefsir

أَلَمْ تَرَوْا۟
görmediniz mi?
كَيْفَ
nasıl
خَلَقَ
yarattı
ٱللَّهُ
Allah
سَبْعَ
yedi
سَمَٰوَٰتٍ
göğü
طِبَاقًا
tabaka tabaka

elem terav keyfe ḫaleḳa-llâhü seb`a semâvâtin ṭibâḳâ.

"Allah'ın, göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez misiniz?"

Tefsir

وَجَعَلَ
ve yaptı
ٱلْقَمَرَ
Ay'ı
فِيهِنَّ
bunların içinde
نُورًا
nur
وَجَعَلَ
ve yaptı;
ٱلشَّمْسَ
güneşi
سِرَاجًا
bir lamba

vece`ale-lḳamera fîhinne nûrav vece`ale-şşemse sirâcâ.

"Aralarında aya aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır."

Tefsir

وَٱللَّهُ
ve Allah
أَنۢبَتَكُم
sizi bitirdi
مِّنَ ٱلْأَرْضِ
yerden
نَبَاتًا
bir bitki olarak

vellâhü embeteküm mine-l'arḍi nebâtâ.

"Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir."

Tefsir

ثُمَّ
sonra
يُعِيدُكُمْ
geri çevirecektir
فِيهَا
oraya
وَيُخْرِجُكُمْ
ve tekrar çıkaracaktır
إِخْرَاجًا
mükemmel çıkarışla

ŝümme yü`îdüküm fîhâ veyuḫricüküm iḫrâcâ.

"Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır."

Tefsir

وَٱللَّهُ
ve Allah
جَعَلَ
yaptı
لَكُمُ
sizin için
ٱلْأَرْضَ
yeri
بِسَاطًا
bir sergi

vellâhü ce`ale lekümü-l'arḍa bisâṭâ.

"Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur."

Tefsir

لِّتَسْلُكُوا۟
gidesiniz diye
مِنْهَا
ondaki
سُبُلًا
yollarda
فِجَاجًا
geniş geniş

liteslükû minhâ sübülen ficâcâ.

"Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollar ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için, onu size yayan O'dur."

Tefsir