felâ ṣaddeḳa velâ ṣallâ.
O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.
velâkin keẕẕebe vetevellâ.
O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.
ŝümme ẕehebe ilâ ehlihî yetemeṭṭâ.
O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.
ŝümme evlâ leke feevlâ.
Daha ne olsun, sana yazıklar olsun, yazıklar!
eyaḥsebü-l'insânü ey yütrake südâ.
İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?
elem yekü nuṭfetem mim meniyyiy yümnâ.
O, katılan bir meni damlası değil miydi?
ŝümme kâne `aleḳaten feḫaleḳa fesevvâ.
Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti.
fece`ale minhü-zzevceyni-ẕẕekera vel'ünŝâ.
Ondan, erkek, dişi iki cins yaratmıştı.
eleyse ẕâlike biḳâdirin `alâ ey yuḥyiye-lmevtâ.
Bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? Elbette yeter.