Skip to main content

يَٰٓأَيُّهَا
ey
ٱلَّذِينَ
kimseler
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
لَا تَتَّبِعُوا۟
izlemeyin
خُطُوَٰتِ
adımlarını
ٱلشَّيْطَٰنِۚ
şeytanın
وَمَن
ve kim
يَتَّبِعْ
izlerse
خُطُوَٰتِ
adımlarını
ٱلشَّيْطَٰنِ
şeytanın
فَإِنَّهُۥ
muhakkak o
يَأْمُرُ
(ona) emreder
بِٱلْفَحْشَآءِ
edepsizliği
وَٱلْمُنكَرِۚ
ve kötülüğü
وَلَوْلَا
ve eğer olmasaydı
فَضْلُ
lutfu
ٱللَّهِ
Allah'ın
عَلَيْكُمْ
size
وَرَحْمَتُهُۥ
ve rahmeti
مَا زَكَىٰ
temizlemezdi
مِنكُم
sizden
مِّنْ
hiç
أَحَدٍ
birinizi
أَبَدًا
asla
وَلَٰكِنَّ
fakat
ٱللَّهَ
Allah
يُزَكِّى
arındırır
مَن
kimseyi
يَشَآءُۗ
dilediği
وَٱللَّهُ
ve Allah
سَمِيعٌ
işitendir
عَلِيمٌ
bilendir

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tettebi`û ḫuṭuvâti-şşeyṭân. vemey yettebi` ḫuṭuvâti-şşeyṭâni feinnehû ye'müru bilfaḥşâi velmünker. velevlâ faḍlü-llâhi `aleyküm veraḥmetühû mâ zekâ minküm min eḥadin ebedev velâkinne-llâhe yüzekkî mey yeşâ'. vellâhü semî`un `alîm.

Ey İnananlar! Şeytana ayak uydurmayın. Kim şeytanın ardına takılırsa, bilsin ki, o, hayasızlığı ve fenalığı emreder. Allah'ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, hiçbiriniz ebediyen temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini temize çıkarır. Allah işitir ve bilir.

Tefsir

وَلَا
ve
يَأْتَلِ
yemin etmesinler
أُو۟لُوا۟
sahipleri
ٱلْفَضْلِ
fazilet
مِنكُمْ
sizden
وَٱلسَّعَةِ
ve servet
أَن يُؤْتُوٓا۟
(bir şey) vermemeğe
أُو۟لِى
sahipleri (akrabalara)
ٱلْقُرْبَىٰ
yakınlık (akrabalara)
وَٱلْمَسَٰكِينَ
ve yoksullara
وَٱلْمُهَٰجِرِينَ
ve hicret edenlere
فِى سَبِيلِ
yolunda
ٱللَّهِۖ
Allah
وَلْيَعْفُوا۟
ve affetsinler
وَلْيَصْفَحُوٓا۟ۗ
ve hoşgörsünler
أَلَا تُحِبُّونَ
sevmez misiniz?
أَن يَغْفِرَ
bağışlamasını
ٱللَّهُ
Allah'ın
لَكُمْۗ
sizi
وَٱللَّهُ
ve Allah
غَفُورٌ
bağışlayandır
رَّحِيمٌ
esirgeyendir

velâ ye'teli ülü-lfaḍli minküm vesse`ati ey yü'tû üli-lḳurbâ velmesâkîne velmühâcirîne fî sebîli-llâh. velya`fû velyaṣfeḥû. elâ tüḥibbûne ey yagfira-llâhü leküm. vellâhü gafûrur raḥîm.

İçinizde lütuf ve servet sahibi olanlar, yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere, vermemek için yemin etmesinler, affetsinler, geçsinler. Allah'ın sizi bağışlamasından hoşlanmaz mısınız? Allah bağışlayandır, merhametli olandır.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱلَّذِينَ
edenler
يَرْمُونَ
zina iftirası
ٱلْمُحْصَنَٰتِ
namuslu kadınlara
ٱلْغَٰفِلَٰتِ
bir şeyden habersiz
ٱلْمُؤْمِنَٰتِ
inanmış kadınlara
لُعِنُوا۟
la'netlenmişlerdir
فِى ٱلدُّنْيَا
dünya'da
وَٱلْءَاخِرَةِ
ve ahirette
وَلَهُمْ
ve onlar için vardır
عَذَابٌ
bir azab
عَظِيمٌ
büyük

inne-lleẕîne yermûne-lmuḥsenâti-lgâfilâti-lmü'minâti lü`inû fi-ddünyâ vel'âḫirah. velehüm `aẕâbün `ażîm.

İffetli, habersiz, mümin kadınlara zina isnat edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahidlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır.

Tefsir

يَوْمَ
o gün
تَشْهَدُ
şahidlik edecektir
عَلَيْهِمْ
kendilerine
أَلْسِنَتُهُمْ
dilleri
وَأَيْدِيهِمْ
ve elleri
وَأَرْجُلُهُم
ve ayakları
بِمَا
şeylere
كَانُوا۟
oldukları
يَعْمَلُونَ
yapıyor(lar)

yevme teşhedü `aleyhim elsinetühüm veeydîhim veercülühüm bimâ kânû ya`melûn.

İffetli, habersiz, mümin kadınlara zina isnat edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahidlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır.

Tefsir

يَوْمَئِذٍ
o gün
يُوَفِّيهِمُ
onlara tam verir
ٱللَّهُ
Allah
دِينَهُمُ
cezalarını
ٱلْحَقَّ
hak ettikleri
وَيَعْلَمُونَ
ve onlar bilirler
أَنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
هُوَ
O
ٱلْحَقُّ
Hak'tır
ٱلْمُبِينُ
apaçık

yevmeiẕiy yüveffîhimü-llâhü dînehümü-lḥaḳḳa veya`lemûne enne-llâhe hüve-lḥaḳḳu-lmübîn.

O gün, Allah onlara kesinleşmiş cezalarını verecektir. Allah'ın apaçık hak olduğunu bileceklerdir.

Tefsir

ٱلْخَبِيثَٰتُ
kötü kadınlar
لِلْخَبِيثِينَ
kötü erkeklere
وَٱلْخَبِيثُونَ
kötü erkekler
لِلْخَبِيثَٰتِۖ
kötü kadınlara
وَٱلطَّيِّبَٰتُ
iyi kadınlar
لِلطَّيِّبِينَ
iyi erkeklere
وَٱلطَّيِّبُونَ
iyi erkekler
لِلطَّيِّبَٰتِۚ
iyi kadınlara
أُو۟لَٰٓئِكَ
bunlar
مُبَرَّءُونَ
uzaktırlar
مِمَّا
şeylerden
يَقُولُونَۖ
onların söyledikleri
لَهُم
bunlara vardır
مَّغْفِرَةٌ
bir bağışlama
وَرِزْقٌ
ve bir rızık
كَرِيمٌ
cömertçe

elḫabîŝâtü lilḫabîŝîne velḫabîŝûne lilḫabîŝât. veṭṭayyibâtü liṭṭayyibîne veṭṭayyibûne liṭṭayyibât. ülâike müberraûne mimmâ yeḳûlûn. lehüm magfiratüv verizḳun kerîm.

Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışırlar. İyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara yakışırlar. Bunlar, onların söylediklerinden uzaktırlar. İşte bunlara mağfiret ve cömertçe verilmiş rızık vardır.

Tefsir

يَٰٓأَيُّهَا
ey
ٱلَّذِينَ
kimseler
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
لَا تَدْخُلُوا۟
girmeyin
بُيُوتًا
evlere
غَيْرَ
başka
بُيُوتِكُمْ
kendi evlerinizden
حَتَّىٰ
ta ki
تَسْتَأْنِسُوا۟
izin almadan
وَتُسَلِّمُوا۟
ve selam vermeden
عَلَىٰٓ
üzerine
أَهْلِهَاۚ
(ev) halkı
ذَٰلِكُمْ
herhalde bu
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
لَّكُمْ
sizin için
لَعَلَّكُمْ
umulur ki
تَذَكَّرُونَ
düşünüp anlarsınız

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tedḫulû büyûten gayra büyûtiküm ḥattâ teste'nisû vetüsellimû `alâ ehlihâ. ẕâliküm ḫayrul leküm le`alleküm teẕekkerûn.

Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu sizin için daha iyidir.

Tefsir

فَإِن
eğer
لَّمْ تَجِدُوا۟
bulamazsanız
فِيهَآ
orada
أَحَدًا
kimseyi
فَلَا تَدْخُلُوهَا
oraya girmeyin
حَتَّىٰ
kadar
يُؤْذَنَ
izin verilinceye
لَكُمْۖ
size
وَإِن
ve eğer
قِيلَ
denirse
لَكُمُ
size
ٱرْجِعُوا۟
dönün!
فَٱرْجِعُوا۟ۖ
o halde dönün
هُوَ
o
أَزْكَىٰ
daha temizdir
لَكُمْۚ
sizin için
وَٱللَّهُ
ve Allah
بِمَا
şeyleri
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
عَلِيمٌ
bilendir

feil lem tecidû fîhâ eḥaden felâ tedḫulûhâ ḥattâ yü'ẕene leküm. vein ḳîle lekümü-rci`û ferci`û hüve ezkâ leküm. vellâhü bimâ ta`melûne `alîm.

Eğer evde kimseyi bulamazsanız, yine de size izin verilmedikçe içeriye girmeyiniz. Size "Dönün" denirse dönün. Bu, sizi daha çok temize çıkarır. Allah yaptıklarınızı bilir.

Tefsir

لَّيْسَ
yoktur
عَلَيْكُمْ
size
جُنَاحٌ
bir günah
أَن تَدْخُلُوا۟
(izinsiz) girmenizden dolayı
بُيُوتًا
evlere
غَيْرَ مَسْكُونَةٍ
oturulmayan
فِيهَا
içinde
مَتَٰعٌ
eşyanız bulunan
لَّكُمْۚ
sizin
وَٱللَّهُ
ve Allah
يَعْلَمُ
bilir
مَا
şeyi
تُبْدُونَ
açığa vurduğunuz
وَمَا
ve şeyi
تَكْتُمُونَ
gizlediğiniz

leyse `aleyküm cünâḥun en tedḫulû büyûten gayra meskûnetin fîhâ metâ`ul leküm. vellâhü ya`lemü mâ tübdûne vemâ tektümûn.

İçinde malınız bulunan boş evlere girmenizde bir sorumluluk yoktur. Allah, açığa vurduğunuzu da, gizlediğinizi de bilir.

Tefsir

قُل
söyle
لِّلْمُؤْمِنِينَ
inanan erkeklere
يَغُضُّوا۟
sakınsınlar
مِنْ أَبْصَٰرِهِمْ
bakışlarını
وَيَحْفَظُوا۟
ve korusunlar
فُرُوجَهُمْۚ
ırzlarını
ذَٰلِكَ
bu
أَزْكَىٰ
daha temizdir
لَهُمْۗ
onlar için
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
خَبِيرٌۢ
haber almaktadır
بِمَا
şeyleri
يَصْنَعُونَ
her yaptıkları

ḳul lilmü'minîne yeguḍḍû min ebṣârihim veyaḥfeżû fürûcehüm. ẕâlike ezkâ lehüm. inne-llâhe ḫabîrum bimâ yaṣne`ûn.

Mümin erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini, korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır.

Tefsir