Skip to main content

مُّطَاعٍ
ita'at edilendir
ثَمَّ
orada
أَمِينٍ
güvenilendir

müṭâ`in ŝemme emîn.

Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.

Tefsir

وَمَا
ve değildir
صَاحِبُكُم
arkadaşınız
بِمَجْنُونٍ
cinli

vemâ ṣâḥibüküm bimecnûn.

Arkadaşınız (Muhammed) asla deli değildir.

Tefsir

وَلَقَدْ
ve andolsun
رَءَاهُ
onu görmüştür
بِٱلْأُفُقِ
ufukta
ٱلْمُبِينِ
apaçık

veleḳad raâhü bil'üfüḳi-lmübîn.

And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.

Tefsir

وَمَا
ve değildir
هُوَ
O
عَلَى
hakkında
ٱلْغَيْبِ
gayb
بِضَنِينٍ
cimri

vemâ hüve `ale-lgaybi biḍanîn.

Peygamber, görülmeyenler hakkında söylediklerinden ötürü töhmet altında tutulamaz.

Tefsir

وَمَا
ve değildir
هُوَ
O
بِقَوْلِ
sözü
شَيْطَٰنٍ
şeytanın
رَّجِيمٍ
kovulmuş

vemâ hüve biḳavli şeyṭânir racîm.

Bu Kuran, kovulmuş şeytanın sözü olamaz.

Tefsir

فَأَيْنَ
o halde nereye?
تَذْهَبُونَ
gidiyorsunuz

feeyne teẕhebûn.

Nereye gidiyorsunuz?

Tefsir

إِنْ
hayır
هُوَ
O
إِلَّا
ancak
ذِكْرٌ
öğüttür
لِّلْعَٰلَمِينَ
alemlere

in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn.

Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.

Tefsir

لِمَن
kimse için
شَآءَ
isteyen
مِنكُمْ
aranızdan
أَن يَسْتَقِيمَ
doğru hareket etmek

limen şâe minküm ey yesteḳîm.

Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.

Tefsir

وَمَا
ve
تَشَآءُونَ
siz dileyemezsiniz
إِلَّآ
dışında
أَن يَشَآءَ
dilemesi
ٱللَّهُ
Allah(ın)
رَبُّ
Rabbi
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin

vemâ teşâûne illâ ey yeşâe-llâhü rabbü-l`âlemîn.

Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz.

Tefsir