Skip to main content

وَإِنَّ
ve şüphesiz
رَبَّكَ
Rabbin
لَهُوَ
işte O'dur
ٱلْعَزِيزُ
üstün olan
ٱلرَّحِيمُ
merhamet eden

veinne rabbeke lehüve-l`azîzü-rraḥîm.

Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

وَإِنَّهُۥ
muhakkak ki o (Kur'an)
لَتَنزِيلُ
indirmesidir
رَبِّ
Rabbinin
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin

veinnehû letenzîlü rabbi-l`âlemîn.

Şüphesiz Kuran Alemlerin Rabbinin indirmesidir.

Tefsir

نَزَلَ
indirdi
بِهِ
onu
ٱلرُّوحُ
Ruhu'(l-Emin)
ٱلْأَمِينُ
(Ruhu')l-Emin

nezele bihi-rrûḥu-l'emîn.

Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir.

Tefsir

عَلَىٰ قَلْبِكَ
senin kalbine
لِتَكُونَ
olman için
مِنَ ٱلْمُنذِرِينَ
uyarıcılardan

`alâ ḳalbike litekûne mine-lmünẕirîn.

Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir.

Tefsir

بِلِسَانٍ
bir dille
عَرَبِىٍّ
Arapça
مُّبِينٍ
apaçık

bilisânin `arabiyyim mübîn.

Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir.

Tefsir

وَإِنَّهُۥ
şüphesiz o
لَفِى
vardır
زُبُرِ
Kitaplarında
ٱلْأَوَّلِينَ
evvelkilerin

veinnehû lefî zübüri-l'evvelîn.

O, daha öncekilerin kitabında da zikredilmiştir.

Tefsir

أَوَلَمْ يَكُن
değil mi?
لَّهُمْ
onlar için
ءَايَةً
bir delil
أَن يَعْلَمَهُۥ
onu bilmesi
عُلَمَٰٓؤُا۟
bilginlerinin
بَنِىٓ
oğulları
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail

evelem yekül lehüm âyeten ey ya`lemehû `ulemâü benî isrâîl.

İsrailoğulları bilginlerinin bunu bilmeye bir delilleri yok muydu?

Tefsir

وَلَوْ
ve şayet
نَزَّلْنَٰهُ
biz onu indirseydik
عَلَىٰ
üzerine
بَعْضِ
biri
ٱلْأَعْجَمِينَ
yabancılardan

velev nezzelnâhü `alâ ba`ḍi-l'a`cemîn.

Biz Kuran'ı Arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunları okusaydı yine de ona inanmazlardı.

Tefsir

فَقَرَأَهُۥ
onu okusaydı
عَلَيْهِم
onlara
مَّا كَانُوا۟
olmazlardı
بِهِۦ
ona
مُؤْمِنِينَ
inanıyor

feḳara'ehû `aleyhim mâ kânû bihî mü'minîn.

Biz Kuran'ı Arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunları okusaydı yine de ona inanmazlardı.

Tefsir

كَذَٰلِكَ
öylece
سَلَكْنَٰهُ
biz onu soktuk
فِى
içine
قُلُوبِ
kalbleri
ٱلْمُجْرِمِينَ
suçluların

keẕâlike seleknâhü fî ḳulûbi-lmücrimîn.

Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.

Tefsir