Skip to main content

ٱلَّذِينَ
onlar ki
يَذْكُرُونَ
anarlar
ٱللَّهَ
Allah'ı
قِيَٰمًا
ayakta
وَقُعُودًا
ve oturarak
وَعَلَىٰ
ve üzerine
جُنُوبِهِمْ
yanları
وَيَتَفَكَّرُونَ
ve düşünürler
فِى
hakkında
خَلْقِ
yaratılışı
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerin
وَٱلْأَرْضِ
ve yerin
رَبَّنَا
Rabbimiz (derler)
مَا خَلَقْتَ
yaratmadın
هَٰذَا
bunu
بَٰطِلًا
boş yere
سُبْحَٰنَكَ
sen yücesin
فَقِنَا
bizi koru
عَذَابَ
azabından
ٱلنَّارِ
ateş

elleẕîne yeẕkürûne-llâhe ḳiyâmev veḳu`ûdev ve`alâ cünûbihim veyetefekkerûne fî ḫalḳi-ssemâvâti vel'arḍ. rabbenâ mâ ḫalaḳte hâẕâ bâṭilâ. sübḥâneke feḳinâ `aẕâbe-nnâr.

Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: "Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, Sen münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru"

Tefsir

رَبَّنَآ
Rabbimiz
إِنَّكَ
şüphesiz sen
مَن
kimi
تُدْخِلِ
sokarsan
ٱلنَّارَ
ateşe
فَقَدْ
muhakkak ki
أَخْزَيْتَهُۥۖ
onu perişan etmişsindir
وَمَا
yoktur
لِلظَّٰلِمِينَ
zalimlerin
مِنْ
hiçbir
أَنصَارٍ
yardımcıları

rabbenâ inneke men tüdḫili-nnâra feḳad aḫzeyteh. vemâ liżżâlimîne min enṣâr.

"Rabbimiz! Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur".

Tefsir

رَّبَّنَآ
Rabbimiz
إِنَّنَا
şüphesiz biz
سَمِعْنَا
işittik
مُنَادِيًا
bir davetçi
يُنَادِى
çağıran
لِلْإِيمَٰنِ
imana
أَنْ ءَامِنُوا۟
inanın (diyerek)
بِرَبِّكُمْ
Rabbinize
فَـَٔامَنَّاۚ
hemen inandık
رَبَّنَا
Rabbimiz
فَٱغْفِرْ
bağışla
لَنَا
bizim
ذُنُوبَنَا
günahlarımızı
وَكَفِّرْ
ve ört
عَنَّا سَيِّـَٔاتِنَا
kötülüklerimizi
وَتَوَفَّنَا
ve canımızı al
مَعَ
beraber
ٱلْأَبْرَارِ
iyilerle

rabbenâ innenâ semi`nâ münâdiyey yünâdî lil'îmâni en âminû birabbiküm feâmennâ. rabbenâ fagfir lenâ ẕünûbenâ vekeffir `annâ seyyiâtinâ veteveffenâ me`a-l'ebrâr.

"Rabbimiz! Doğrusu biz Rabbinize inanın diye inanmaya çağıran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızi iyilerle beraber al".

Tefsir

رَبَّنَا
Rabbimiz
وَءَاتِنَا
ve bize ver
مَا
şeyi
وَعَدتَّنَا
va'dettiğin
عَلَىٰ رُسُلِكَ
elçilerine
وَلَا تُخْزِنَا
bizi rezil perişan etme'
يَوْمَ
günü
ٱلْقِيَٰمَةِۗ
kıyamet
إِنَّكَ
zira sen
لَا تُخْلِفُ
caymazsın
ٱلْمِيعَادَ
verdiğin sözden

rabbenâ veâtinâ mâ ve`attenâ `alâ rusülike velâ tuḫzinâ yevme-lḳiyâmeh. inneke lâ tuḫlifü-lmî`âd.

"Rabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın".

Tefsir

فَٱسْتَجَابَ
ve karşılık verdi
لَهُمْ
onlara
رَبُّهُمْ
Rableri
أَنِّى
elbette ben
لَآ أُضِيعُ
zayi etmeyeceğim
عَمَلَ
işini
عَٰمِلٍ
(hiçbir) çalışanın
مِّنكُم
sizden
مِّن ذَكَرٍ
erkek
أَوْ
veya
أُنثَىٰۖ
kadın
بَعْضُكُم
hepiniz
مِّنۢ بَعْضٍۖ
birbirinizdensiniz
فَٱلَّذِينَ
kimseler
هَاجَرُوا۟
göç eden(ler)
وَأُخْرِجُوا۟
ve çıkarılanlar
مِن دِيَٰرِهِمْ
yurtlarından
وَأُوذُوا۟
ve işkence edilenler
فِى سَبِيلِى
benim yolumda
وَقَٰتَلُوا۟
ve vuruşanlar
وَقُتِلُوا۟
ve öldürülenler
لَأُكَفِّرَنَّ
elbette örteceğim
عَنْهُمْ
onların
سَيِّـَٔاتِهِمْ
kötülüklerini
وَلَأُدْخِلَنَّهُمْ
ve onları sokacağım
جَنَّٰتٍ
cennetlere
تَجْرِى
akan
مِن تَحْتِهَا
altlarından
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
ثَوَابًا
bir karşılık olarak
مِّنْ عِندِ
katından
ٱللَّهِۗ
Allah
وَٱللَّهُ
Allah
عِندَهُۥ
katındadır
حُسْنُ
en güzeli
ٱلثَّوَابِ
karşılıkların

festecâbe lehüm rabbühüm ennî lâ üḍî`u `amele `âmilim minküm min ẕekerin ev ünŝâ. ba`ḍuküm mim ba`ḍ. felleẕîne hâcerû veuḫricû min diyârihim veûẕû fî sebîlî veḳâtelû veḳutilû leükeffiranne `anhüm seyyiâtihim veleüdḫilennehüm cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâr. ŝevâbem min `indi-llâh. vellâhü `indehû ḥusnü-ŝŝevâb.

Rableri dualarını kabul etti: "Birbirinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun, iş yapanın işini boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkarılanların, yolumda ezaya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim. And olsun ki, Allah katından bir nimet olarak, onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Nimetin güzeli Allah katındadır".

Tefsir

لَا يَغُرَّنَّكَ
seni aldatmasın
تَقَلُّبُ
gezip dolaşması
ٱلَّذِينَ
kimselerin
كَفَرُوا۟
inkar eden(lerin)
فِى ٱلْبِلَٰدِ
şehirlerde

lâ yegurranneke teḳallübü-lleẕîne keferû fi-lbilâd.

İnkar edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü duraktır!..

Tefsir

مَتَٰعٌ
bir geçimdir
قَلِيلٌ
azıcık
ثُمَّ
sonra
مَأْوَىٰهُمْ
gidecekleri yer
جَهَنَّمُۚ
cehennemdir
وَبِئْسَ
ve ne kötü
ٱلْمِهَادُ
yataktır (orası)

metâ`un ḳalîlün ŝümme me'vâhüm cehennem. vebi'se-lmihâd.

İnkar edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü duraktır!..

Tefsir

لَٰكِنِ
fakat
ٱلَّذِينَ
kimselere
ٱتَّقَوْا۟
korkan(lara)
رَبَّهُمْ
Rablerinden
لَهُمْ
vardır
جَنَّٰتٌ
cennetler
تَجْرِى
akan
مِن تَحْتِهَا
altlarından
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
خَٰلِدِينَ
ebedi kalacaklar
فِيهَا
orada
نُزُلًا
ağırlanacaklardır
مِّنْ عِندِ
tarafından
ٱللَّهِۗ
Allah
وَمَا
bulunanlar ise
عِندَ
yanında
ٱللَّهِ
Allah
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
لِّلْأَبْرَارِ
iyiler için

lâkini-lleẕîne-tteḳav rabbehüm lehüm cennâtün tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ nüzülem min `indi-llâh. vemâ `inde-llâhi ḫayrul lil'ebrâr.

Fakat Rablerinden sakınanlara, Allah katından konukluklar bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Allah katındaki şeyler, iyi olanlar için daha hayırlıdır.

Tefsir

وَإِنَّ
doğrusu
مِنْ أَهْلِ
ehlinden
ٱلْكِتَٰبِ
Kitap
لَمَن
öyleleri var ki
يُؤْمِنُ
inanırlar
بِٱللَّهِ
Allah'a
وَمَآ
ve şeye
أُنزِلَ
indirilene
إِلَيْكُمْ
size
وَمَآ
ve şeye
أُنزِلَ
indirilene
إِلَيْهِمْ
kendilerine
خَٰشِعِينَ
saygılıdırlar
لِلَّهِ
Allah'a karşı
لَا يَشْتَرُونَ
satmazlar
بِـَٔايَٰتِ
ayetlerini
ٱللَّهِ
Allah'ın
ثَمَنًا
paraya
قَلِيلًاۗ
azıcık
أُو۟لَٰٓئِكَ
onların
لَهُمْ
vardır
أَجْرُهُمْ
ödülleri
عِندَ
katında
رَبِّهِمْۗ
Rableri
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
سَرِيعُ
çabuk görendir
ٱلْحِسَابِ
hesabı

veinne min ehli-lkitâbi lemey yü'minü billâhi vemâ ünzile ileyküm vemâ ünzile ileyhim ḫâşi`îne lillâhi lâ yeşterûne biâyâti-llâhi ŝemenen ḳalîlâ. ülâike lehüm ecruhüm `inde rabbihim. inne-llâhe serî`u-lḥisâb.

Kitap ehlinden Allah'a huşu duyarak inanıp, Allah'ın ayetlerini az bir değere değişmeyenler vardır. İşte onların ecirleri Rablerinin katındadır. Şüphesiz Allah'ın hesabı çabuktur.

Tefsir

يَٰٓأَيُّهَا
Ey
ٱلَّذِينَ
kimseler
ءَامَنُوا۟
inanan(lar)
ٱصْبِرُوا۟
sabredin
وَصَابِرُوا۟
ve sabırda direnin
وَرَابِطُوا۟
ve savaşa hazırlıklı uyanık bulunun'
وَٱتَّقُوا۟
ve korkun
ٱللَّهَ
Allah'tan
لَعَلَّكُمْ
umulur ki
تُفْلِحُونَ
başarıya eresiniz

yâ eyyühe-lleẕîne âmenu-ṣbirû veṣâbirû verâbiṭû vetteḳu-llâhe le`alleküm tüfliḥûn.

Ey İnananlar! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah'a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişebilesiniz.

Tefsir