Skip to main content

عَنِ ٱلْمُجْرِمِينَ
suçluların

`ani-lmücrimîn.

Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.

Tefsir

مَا
nedir?
سَلَكَكُمْ
sizi sürükleyen
فِى
içine
سَقَرَ
yakıcı ateş

mâ selekeküm fî seḳara.

Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.

Tefsir

قَالُوا۟
dediler ki
لَمْ نَكُ
biz olmadık
مِنَ ٱلْمُصَلِّينَ
namaz kılanlardan

ḳâlû lem nekü mine-lmüṣallîn.

Onlar derler ki: "Namaz kılanlardan değildik."

Tefsir

وَلَمْ
ve
نَكُ
değildik
نُطْعِمُ
yediren
ٱلْمِسْكِينَ
yoksula

velem nekü nuṭ`imü-lmiskîn.

"Düşkün kimseyi doyurmuyorduk."

Tefsir

وَكُنَّا
ve biz
نَخُوضُ
dalardık
مَعَ
ile birlikte
ٱلْخَآئِضِينَ
boş şeylere dalanlar

vekünnâ neḫûḍu me`a-lḫâiḍîn.

"Batıla dalanlarla biz de dalardık."

Tefsir

وَكُنَّا
ve biz
نُكَذِّبُ
yalanlardık
بِيَوْمِ
gününü
ٱلدِّينِ
ceza

vekünnâ nükeẕẕibü biyevmi-ddîn.

"Ceza gününü yalanlardık."

Tefsir

حَتَّىٰٓ
nihayet
أَتَىٰنَا
bize gelip çattı
ٱلْيَقِينُ
ölüm

ḥattâ etâne-lyeḳîn.

"Ölüm bize o haldeyken geldi."

Tefsir

فَمَا
artık
تَنفَعُهُمْ
onlara fayda vermez
شَفَٰعَةُ
şefa'ati
ٱلشَّٰفِعِينَ
şefa'atçilerin

femâ tenfe`uhüm şefâ`atü-şşâfi`în.

Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez.

Tefsir

فَمَا
ne oluyor ki?
لَهُمْ
onlara
عَنِ ٱلتَّذْكِرَةِ
öğütten
مُعْرِضِينَ
yüz çeviriyorlar

femâ lehüm `ani-tteẕkirati mü`riḍîn.

Öyleyken, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çeviriyorlar?

Tefsir

كَأَنَّهُمْ
sanki onlar gibidir
حُمُرٌ
yaban eşekleri
مُّسْتَنفِرَةٌ
kaçan

keennehüm ḥumürum müstenfirah.

Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.

Tefsir