Skip to main content

مُتَّكِـِٔينَ
(koltuklara) yaslanılar
فِيهَا
orada
يَدْعُونَ
isterler
فِيهَا
orada
بِفَٰكِهَةٍ
meyva
كَثِيرَةٍ
bir çok
وَشَرَابٍ
ve içki

müttekiîne fîhâ yed`ûne fîhâ bifâkihetin keŝîrativ veşerâb.

Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler.

Tefsir

وَعِندَهُمْ
ve yanlarında (vardır)
قَٰصِرَٰتُ
(eşlerine) diken
ٱلطَّرْفِ
bakışlarını
أَتْرَابٌ
yaşıt dilberler

ve`indehüm ḳâṣirâtu-ṭṭarfi etrâb.

Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır.

Tefsir

هَٰذَا
işte budur
مَا
şey
تُوعَدُونَ
size söz verilen
لِيَوْمِ
günü için
ٱلْحِسَابِ
hesap

hâẕâ mâ tû`adûne liyevmi-lḥisâb.

İşte bu hesap günü için, size söz verilenlerdir.

Tefsir

إِنَّ
doğrusu
هَٰذَا
bu
لَرِزْقُنَا
bizim rızkımızın
مَا
yoktur
لَهُۥ
onun
مِن
hiç
نَّفَادٍ
bitip tükenmesi

inne hâẕâ lerizḳunâ mâ lehû min nefâd.

Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.

Tefsir

هَٰذَاۚ
bu böyledir
وَإِنَّ
ve fakat elbette
لِلطَّٰغِينَ
azgınlara vardır
لَشَرَّ
en kötü
مَـَٔابٍ
bir gelecek

hâẕâ. veinne liṭṭâgîne leşerra meâb.

Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır.

Tefsir

جَهَنَّمَ
cehennem
يَصْلَوْنَهَا
oraya girerler
فَبِئْسَ
ne kötü
ٱلْمِهَادُ
bir döşektir

cehennem. yaṣlevnehâ. febi'se-lmihâd.

Cehenneme girerler; ne kötü bir konaktır!

Tefsir

هَٰذَا
işte
فَلْيَذُوقُوهُ
onu tadsınlar
حَمِيمٌ
kaynar
وَغَسَّاقٌ
ve kokuşmuşdur

hâẕâ felyeẕûḳûhü ḥamîmüv vegassâḳ.

İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar.

Tefsir

وَءَاخَرُ
ve daha başka (vardır)
مِن شَكْلِهِۦٓ
ona (azaba) benzer
أَزْوَٰجٌ
çeşit çeşit

veâḫaru min şeklihî ezvâc.

Bunlara benzer daha başkaları da vardır...

Tefsir

هَٰذَا
işte şunlar
فَوْجٌ
guruptur
مُّقْتَحِمٌ
(cehenneme) girecek
مَّعَكُمْۖ
sizinle beraber
لَا
yoktur
مَرْحَبًۢا
merhaba
بِهِمْۚ
onlara
إِنَّهُمْ
onlar
صَالُوا۟
gireceklerdir
ٱلنَّارِ
ateşe

hâẕâ fevcüm muḳteḥimüm me`aküm. lâ merḥabem bihim. innehüm ṣâlü-nnâr.

(İnkarcıların ileri gelenlerine denir ki;) "İşte şunlar sizinle beraber girecek olanlardır." (Derler ki;) "Onlar rahat yüzü görmesin. Behemehal ateşe gireceklerdir"

Tefsir

قَالُوا۟
dediler ki
بَلْ
hayır
أَنتُمْ
asıl size
لَا
yoktur
مَرْحَبًۢا
merhaba
بِكُمْۖ
size
أَنتُمْ
siz
قَدَّمْتُمُوهُ
bunu önümüze getirdiniz
لَنَاۖ
bizim
فَبِئْسَ
ne kötü
ٱلْقَرَارُ
durak

ḳâlû bel entüm. lâ merḥabem biküm. entüm ḳaddemtümûhü lenâ. febi'se-lḳarâr.

(Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler.

Tefsir