em `indehümü-lgaybü fehüm yektübûn.
Veya, görülmeyeni bilmek kendilerine aittir de, onlar mı yazıyorlar?
em yürîdûne keydâ. felleẕîne keferû hümü-lmekîdûn.
Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Ama o tuzağa yakalanacak olanlar inkar edenlerdir.
em lehüm ilâhün gayru-llâh. sübḥâne-llâhi `ammâ yüşrikûn.
Yoksa Allah'tan başka bir tanrıları mı vardır? Allah, onların ortak koşmalarından münezzehtir.
veiy yerav kisfem mine-ssemâi sâḳiṭay yeḳûlû seḥâbüm merkûm.
Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: "Bulut kümesidir" derler.
feẕerhüm ḥattâ yülâḳû yevmehümü-lleẕî fîhi yuṣ`aḳûn.
Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.
yevme lâ yugnî `anhüm keydühüm şey'ev velâ hüm yünṣarûn.
O gün, düzenleri kendilerine bir fayda vermez; yardım da görmezler.
veinne lilleẕîne żalemû `aẕâben dûne ẕâlike velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn.
Zulmedenlere, şüphesiz, bundan başka da azap vardır; fakat onların çoğu bilmezler.
vaṣbir liḥukmi rabbike feinneke bia`yüninâ vesebbiḥ biḥamdi rabbike ḥîne teḳûm.
Rabbinin hükmü yerine gelinceye kadar sabret; doğrusu sen, Bizim nezaretimiz altındasın; kalkarken Rabbini överek tesbih et;
vemine-lleyli fesebbiḥhü veidbâra-nnücûm.
Geceleyin ve yıldızlar kaybolurken de O'nu tesbih et.