Skip to main content

إِنَّهُۥ
çünkü o
مِنْ عِبَادِنَا
bizim kullarımızdandır
ٱلْمُؤْمِنِينَ
inanan

innehû min `ibâdine-lmü'minîn.

Doğrusu o, bizim inanmış kullarımızdandı.

Tefsir

ثُمَّ
sonra
أَغْرَقْنَا
suda boğduk
ٱلْءَاخَرِينَ
ötekilerini

ŝümme agraḳne-l'âḫarîn.

Sonra, diğerlerini suda boğduk.

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
مِن شِيعَتِهِۦ
onun kolundan idi
لَإِبْرَٰهِيمَ
İbrahim de

veinne min şî`atihî leibrâhîm.

İbrahim de şüphesiz O'nun yolunda olanlardandı.

Tefsir

إِذْ
zira
جَآءَ
gelmişti
رَبَّهُۥ
Rabbine
بِقَلْبٍ
bir kalb ile
سَلِيمٍ
tertemiz

iẕ câe rabbehû biḳalbin selîm.

Nitekim Rabbine temiz bir kalple geldi.

Tefsir

إِذْ
hani
قَالَ
demişti ki
لِأَبِيهِ
babasına
وَقَوْمِهِۦ
ve kavmine
مَاذَا
neye
تَعْبُدُونَ
tapıyorsunuz

iẕ ḳâle liebîhi veḳavmihî mâẕâ ta`büdûn.

İbrahim babasına ve milletine şöyle demişti: "Nelere kulluk ediyorsunuz?"

Tefsir

أَئِفْكًا
uydurma
ءَالِهَةً
tanrılar (mı?)
دُونَ
bırakıp
ٱللَّهِ
Allah'ı
تُرِيدُونَ
istiyorsunuz

eifken âliheten dûne-llâhi türîdûn.

"Allah'ı bırakıp uydurma tanrılar mı istiyorsunuz?"

Tefsir

فَمَا
nedir?
ظَنُّكُم
zannınız
بِرَبِّ
Rabbi hakkında
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin

femâ żannüküm birabbi-l`âlemîn.

"Alemlerin Rabbi hakkındaki sanınız nedir?"

Tefsir

فَنَظَرَ
baktı
نَظْرَةً
göz atarak
فِى ٱلنُّجُومِ
yıldızlara

feneżara nażraten fi-nnücûm.

İbrahim yıldızlara bir göz attı ve "Ben rahatsızım" dedi.

Tefsir

فَقَالَ
ve dedi
إِنِّى
elbette ben
سَقِيمٌ
hastayım

feḳâle innî seḳîm.

İbrahim yıldızlara bir göz attı ve "Ben rahatsızım" dedi.

Tefsir

فَتَوَلَّوْا۟
bunun üzerine kaçtılar
عَنْهُ
ondan
مُدْبِرِينَ
arkalarını dönüp

fetevellev `anhü müdbirîn.

Onu bırakıp gittiler.

Tefsir