Skip to main content

قُلْ
de ki
إِنِّىٓ
muhakkak bana
أُمِرْتُ
emredildi
أَنْ أَعْبُدَ
kulluk etmem
ٱللَّهَ
Allah'a
مُخْلِصًا
halis kılarak
لَّهُ
yalnız O'na
ٱلدِّينَ
dini

ḳul innî ümirtü en a`büde-llâhe muḫliṣal lehü-ddîn.

De ki: "Dini Allah'a halis kılarak O'na kulluk etmekle emrolundum."

Tefsir

وَأُمِرْتُ
ve bana emredildi
لِأَنْ أَكُونَ
olmam
أَوَّلَ
ilki
ٱلْمُسْلِمِينَ
müslümanların

veümirtü lien ekûne evvele-lmüslimîn.

"Ve Müslümanların ilki olmakla emrolundum."

Tefsir

قُلْ
de ki
إِنِّىٓ
elbette ben
أَخَافُ
korkarım
إِنْ
eğer
عَصَيْتُ
isyan edersem
رَبِّى
Rabbime
عَذَابَ
azabından;
يَوْمٍ
bir günün
عَظِيمٍ
büyük

ḳul innî eḫâfü in `aṣaytü rabbî `aẕâbe yevmin `ażîm.

De ki: "Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım."

Tefsir

قُلِ
de ki
ٱللَّهَ
Allah'a
أَعْبُدُ
kulluk ediyorum
مُخْلِصًا
halis kılarak
لَّهُۥ
yalnız O'na
دِينِى
dinimi

ḳuli-llâhe a`büdü muḫliṣal lehû dînî.

De ki: "Ben, dinimi Allah'a halis kılarak O'na kulluk ederim;

Tefsir

فَٱعْبُدُوا۟
siz de kulluk edin
مَا شِئْتُم
dilediğinize
مِّن دُونِهِۦۗ
O'ndan başka
قُلْ
de ki
إِنَّ
şüphesiz
ٱلْخَٰسِرِينَ
ziyan edenlerdir
ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟
ziyana uğrayanlar
أَنفُسَهُمْ
kendilerini
وَأَهْلِيهِمْ
ve ailelerini
يَوْمَ
günü
ٱلْقِيَٰمَةِۗ
kıyamet
أَلَا
dikkat edin
ذَٰلِكَ
işte
هُوَ
bu
ٱلْخُسْرَانُ
bir ziyandır
ٱلْمُبِينُ
apaçık

fa`büdû mâ şi'tüm min dûnih. ḳul inne-lḫâsirîne-lleẕîne ḫasirû enfüsehüm veehlîhim yevme-lḳiyâmeh. elâ ẕâlike hüve-lḫusrânü-lmübîn.

Ey Allah'a eş koşanlar! Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin." De ki: Hüsrana uğrayanlar kıyamet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. Dikkat edin, işte apaçık hüsran budur.

Tefsir

لَهُم
onların vardır
مِّن فَوْقِهِمْ
üstlerinden
ظُلَلٌ
gölgeler
مِّنَ ٱلنَّارِ
ateşten
وَمِن
ve
تَحْتِهِمْ
altlarından
ظُلَلٌۚ
(ateşten) gölgeler
ذَٰلِكَ
işte
يُخَوِّفُ
korkutur
ٱللَّهُ
Allah
بِهِۦ
bu durumdan
عِبَادَهُۥۚ
kullarını
يَٰعِبَادِ
ey kullarım
فَٱتَّقُونِ
benden korkun

lehüm min fevḳihim żulelüm mine-nnâri vemin taḥtihim żulelün. ẕâlike yüḫavvifü-llâhü bihî `ibâdeh. yâ `ibâdi fetteḳûn.

Onlara üstlerinden kat kat ateş vardır. Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım, Benden sakının.

Tefsir

وَٱلَّذِينَ
kimselere
ٱجْتَنَبُوا۟
kaçınan(lara)
ٱلطَّٰغُوتَ
Tağut'a
أَن يَعْبُدُوهَا
kulluk etmekten
وَأَنَابُوٓا۟
ve yönelenlere
إِلَى ٱللَّهِ
Allah'a
لَهُمُ
onlar için vardır
ٱلْبُشْرَىٰۚ
müjde
فَبَشِّرْ
müjdele
عِبَادِ
kullarımı

velleẕîne-ctenebu-ṭṭâgûte ey ya`büdûhâ veenâbû ile-llâhi lehümü-lbüşrâ. febeşşir `ibâd.

Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.

Tefsir

ٱلَّذِينَ
onlar ki
يَسْتَمِعُونَ
dinlerler
ٱلْقَوْلَ
sözü
فَيَتَّبِعُونَ
ve uyarlar
أَحْسَنَهُۥٓۚ
onun en güzeline
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
ٱلَّذِينَ
kimselerdir
هَدَىٰهُمُ
doğru yola ilettikleri
ٱللَّهُۖ
Allah'ın
وَأُو۟لَٰٓئِكَ
ve işte
هُمْ
onlar
أُو۟لُوا۟
sahipleridir
ٱلْأَلْبَٰبِ
sağduyu

elleẕîne yestemi`ûne-lḳavle feyettebi`ûne aḥseneh. ülâike-lleẕîne hedâhümü-llâhü veülâike hüm ülü-l'elbâb.

Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.

Tefsir

أَفَمَنْ
kimse mi?
حَقَّ
hak olan
عَلَيْهِ
üzerine
كَلِمَةُ
kararı
ٱلْعَذَابِ
azab
أَفَأَنتَ
sen mi?
تُنقِذُ
kurtaracaksın
مَن
bulunanı
فِى ٱلنَّارِ
ateşte

efemen ḥaḳḳa `aleyhi kelimetü-l`aẕâb. efeente tünḳiẕü men fi-nnâr.

Hakkında azap sözü gerçekleşmiş kimseyi, ateşte olanı sen mi kurtaracaksın?

Tefsir

لَٰكِنِ
fakat
ٱلَّذِينَ
onlar ki
ٱتَّقَوْا۟
korkarlar
رَبَّهُمْ
Rablerinden
لَهُمْ
onlara vardır
غُرَفٌ
odalar
مِّن فَوْقِهَا
üstüste
غُرَفٌ
odalar
مَّبْنِيَّةٌ
yapılmış
تَجْرِى
akmaktadır
مِن تَحْتِهَا
altından
ٱلْأَنْهَٰرُۖ
ırmaklar
وَعْدَ
(bu) va'didir
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
لَا يُخْلِفُ
caymaz
ٱللَّهُ
Allah
ٱلْمِيعَادَ
va'dinden

lâkini-lleẕîne-tteḳav rabbehüm lehüm gurafüm min fevḳihâ gurafüm mebniyyetün tecrî min taḥtihe-l'enhâr. va`de-llâh. lâ yuḫlifü-llâhü-lmî`âd.

Fakat, Rablerinden sakınanlara, üst üste bina edilmiş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. Bu, Allah'ın verdiği sözdür, Allah verdiği sözden caymaz.

Tefsir