Skip to main content

إِن
eğer
تَجْتَنِبُوا۟
kaçınırsanız
كَبَآئِرَ
büyük günahlardan
مَا
ne ki
تُنْهَوْنَ
size yasaklanan
عَنْهُ
ondan
نُكَفِّرْ
örteriz
عَنكُمْ
sizin
سَيِّـَٔاتِكُمْ
küçük günahlarınızı
وَنُدْخِلْكُم
ve sizi sokarız
مُّدْخَلًا
bir yere
كَرِيمًا
güzel

in tectenibû kebâira mâ tünhevne `anhü nükeffir `anküm seyyiâtiküm venüdḫilküm müdḫalen kerîmâ.

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz.

Tefsir

وَلَا تَتَمَنَّوْا۟
göz dikmeyin
مَا
şeylere
فَضَّلَ
üstün kıldığı
ٱللَّهُ
Allah'ın
بِهِۦ
onunla
بَعْضَكُمْ
bir kısmınızı
عَلَىٰ
karşı
بَعْضٍۚ
diğerine
لِّلرِّجَالِ
erkeklere vardır
نَصِيبٌ
bir pay
مِّمَّا
şeylerden
ٱكْتَسَبُوا۟ۖ
kazandıkları
وَلِلنِّسَآءِ
ve kadınlara vardır
نَصِيبٌ
bir pay
مِّمَّا
şeylerden
ٱكْتَسَبْنَۚ
kazandıkları
وَسْـَٔلُوا۟
isteyin
ٱللَّهَ
Alla'ın
مِن فَضْلِهِۦٓۗ
lutfundan
إِنَّ
kuşkusuz
ٱللَّهَ
Allah
كَانَ بِكُلِّ
her
شَىْءٍ
şeyi
عَلِيمًا
bilendir

velâ tetemennev mâ feḍḍale-llâhü bihî ba`ḍaküm `alâ ba`ḍ. lirricâli neṣîbüm mimme-ktesebû velinnisâi neṣîbüm mimme-ktesebn. ves'elü-llâhe min faḍlih. inne-llâhe kâne bikülli şey'in `alîmâ.

Allah'ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri özlemeyin. Erkeklere, kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah'tan bol nimet isteyin. Doğrusu Allah her şeyi bilir.

Tefsir

وَلِكُلٍّ
ve her birine
جَعَلْنَا
kıldık
مَوَٰلِىَ
varisler
مِمَّا تَرَكَ
bıraktıklarından
ٱلْوَٰلِدَانِ
ana babanın
وَٱلْأَقْرَبُونَۚ
ve akrabanın
وَٱلَّذِينَ
ve kimselere
عَقَدَتْ
bağladığı
أَيْمَٰنُكُمْ
yeminlerinizin
فَـَٔاتُوهُمْ
verin
نَصِيبَهُمْۚ
hisselerini
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
كَانَ عَلَىٰ
üzerine
كُلِّ
her
شَىْءٍ
şeyi
شَهِيدًا
şahittir

veliküllin ce`alnâ mevâliye mimmâ terake-lvâlidâni vel'aḳrabûn. velleẕîne `aḳadet eymânüküm feâtûhüm neṣîbehüm. inne-llâhe kâne `alâ külli şey'in şehîdâ.

Ana babanın ve yakınların bıraktıklarından her birine varisler kıldık. Kendileriyle yeminleştiğiniz kimselere hisselerini veriniz. Doğrusu Allah her şeye şahiddir.

Tefsir

ٱلرِّجَالُ
erkekler
قَوَّٰمُونَ
yöneticidirler
عَلَى
üzerinde
ٱلنِّسَآءِ
kadınlar
بِمَا
zira
فَضَّلَ
üstün kılmıştır
ٱللَّهُ
Allah
بَعْضَهُمْ
bir kısmını
عَلَىٰ
üzerine
بَعْضٍ
diğerinin
وَبِمَآ
ve çünkü
أَنفَقُوا۟
infak ederler
مِنْ أَمْوَٰلِهِمْۚ
mallarından
فَٱلصَّٰلِحَٰتُ
iyi kadınlar
قَٰنِتَٰتٌ
ita'atkar olup
حَٰفِظَٰتٌ
korurlar
لِّلْغَيْبِ
gizliyi
بِمَا
karşılık
حَفِظَ
kendilerini korumasına
ٱللَّهُۚ
Allah'ın
وَٱلَّٰتِى
kadınlara
تَخَافُونَ
korktuğunuz
نُشُوزَهُنَّ
hırçınlık etmelerinden
فَعِظُوهُنَّ
öğüt verin
وَٱهْجُرُوهُنَّ
onlara sokulmayın
فِى ٱلْمَضَاجِعِ
yataklarda
وَٱضْرِبُوهُنَّۖ
ve onları dövün
فَإِنْ
eğer
أَطَعْنَكُمْ
size ita'at ederlerse
فَلَا تَبْغُوا۟
artık aramayın
عَلَيْهِنَّ
onların aleyhine
سَبِيلًاۗ
başka bir yol
إِنَّ
çünkü
ٱللَّهَ
Allah
كَانَ عَلِيًّا
yücedir
كَبِيرًا
büyüktür

erricâlü ḳavvâmûne `ale-nnisâi bimâ feḍḍale-llâhü ba`ḍahüm `alâ ba`ḍiv vebimâ enfeḳû min emvâlihim. feṣṣâliḥâtü ḳânitâtün ḥâfiżâtül lilgaybi bimâ ḥafiża-llâh. vellâtî teḫâfûne nüşûzehünne fe`iżûhünne vehcürûhünne fi-lmeḍâci`i vaḍribûhünn. fein eṭa`neküm felâ tebgû `aleyhinne sebîlâ. inne-llâhe kâne `aliyyen kebîrâ.

Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.

Tefsir

وَإِنْ
eğer
خِفْتُمْ
endişe duyarsanız
شِقَاقَ
açılmasından
بَيْنِهِمَا
aralarının
فَٱبْعَثُوا۟
gönderin
حَكَمًا
bir hakem
مِّنْ أَهْلِهِۦ
erkeğin ailesinden
وَحَكَمًا
ve bir hakem
مِّنْ أَهْلِهَآ
kadının ailesinden
إِن
eğer
يُرِيدَآ
isterlerse
إِصْلَٰحًا
uzlaştırmak
يُوَفِّقِ
bulur
ٱللَّهُ
Allah
بَيْنَهُمَآۗ
onların arasını
إِنَّ
çünkü
ٱللَّهَ
Allah
كَانَ عَلِيمًا
(herşeyi) bilendir
خَبِيرًا
haber alandır

vein ḫiftüm şiḳâḳa beynihimâ feb`aŝû ḥakemem min ehlihî veḥakemem min ehlihâ. iy yürîdâ iṣlâḥay yüveffiḳi-llâhü beynehümâ. inne-llâhe kâne `alîmen ḫabîrâ.

Karı kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin; bunlar düzeltmek isterlerse, Allah onların aralarını buldurur. Doğrusu Allah her şeyi Bilen ve haberdar olandır.

Tefsir

وَٱعْبُدُوا۟
ve kulluk edin
ٱللَّهَ
Allah'a
وَلَا تُشْرِكُوا۟
ortak koşmayın
بِهِۦ
O'na
شَيْـًٔاۖ
hiçbir şeyi
وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ
ve ana babaya
إِحْسَٰنًا
iyilik edin
وَبِذِى
ve
ٱلْقُرْبَىٰ
akrabaya
وَٱلْيَتَٰمَىٰ
ve öksüzlere
وَٱلْمَسَٰكِينِ
ve yoksullara
وَٱلْجَارِ
ve komşuya
ذِى ٱلْقُرْبَىٰ
yakın
وَٱلْجَارِ
ve komşuya
ٱلْجُنُبِ
uzak
وَٱلصَّاحِبِ
ve arkadaşa
بِٱلْجَنۢبِ
yan(ınız)daki
وَٱبْنِ
ve
ٱلسَّبِيلِ
yolcuya
وَمَا
ve
مَلَكَتْ
altında bulunanlara
أَيْمَٰنُكُمْۗ
ellerinizin
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
لَا يُحِبُّ
sevmez
مَن
kimselerin
كَانَ مُخْتَالًا
kurumlu
فَخُورًا
böbürlenen

va`büdü-llâhe velâ tüşrikû bihî şey'ev vebilvâlideyni iḥsânev vebiẕi-lḳurbâ velyetâmâ velmesâkîni velcâri ẕi-lḳurbâ velcâri-lcünübi veṣṣâḥibi bilcembi vebni-ssebîli vemâ meleket eymânüküm. inne-llâhe lâ yüḥibbü men kâne muḫtâlen feḫûrâ.

Allah'a kulluk edin, O'na bir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez.

Tefsir

ٱلَّذِينَ
bunlar
يَبْخَلُونَ
cimrilik ederler
وَيَأْمُرُونَ
ve emrederler
ٱلنَّاسَ
insanlara
بِٱلْبُخْلِ
cimriliği
وَيَكْتُمُونَ
ve gizlerler
مَآ
şeyi
ءَاتَىٰهُمُ
kendilerine verdiği
ٱللَّهُ
Allah'ın
مِن فَضْلِهِۦۗ
bol hazinesinden
وَأَعْتَدْنَا
(biz de) hazırlamışızdır
لِلْكَٰفِرِينَ
inkarcılar için
عَذَابًا
bir azab
مُّهِينًا
alçaltıcı

elleẕîne yebḫalûne veye'mürûne-nnâse bilbuḫli veyektümûne mâ âtâhümü-llâhü min faḍlih. vea`tednâ lilkâfirîne `aẕâbem mühînâ.

Onlar cimrilik ederler, insanlara cimrilik tavsiyesinde bulunurlar, Allah'ın bol nimetinden kendilerine verdiğini gizlerler. Kafirlere aşağılık bir azab hazırlamışızdır.

Tefsir

وَٱلَّذِينَ
bunlar
يُنفِقُونَ
verirler
أَمْوَٰلَهُمْ
mallarını
رِئَآءَ
gösteriş için
ٱلنَّاسِ
insanlara
وَلَا يُؤْمِنُونَ
inanmazlar
بِٱللَّهِ
Allah'a
وَلَا بِٱلْيَوْمِ
ve gününe
ٱلْءَاخِرِۗ
ahiret
وَمَن
kimin
يَكُنِ
ise
ٱلشَّيْطَٰنُ
şeytan
لَهُۥ
o(nun)
قَرِينًا
arkadaşı
فَسَآءَ
ne kötü
قَرِينًا
bir arkadaş(ı var)dır

velleẕîne yünfiḳûne emvâlehüm riâe-nnâsi velâ yü'minûne billâhi velâ bilyevmi-l'âḫir. vemey yeküni-şşeyṭânü lehû ḳarînen fesâe ḳarînâ.

Mallarını insanlara gösteriş için sarfedip, Allah'a ve ahiret gününe inanmayanları da Allah sevmez. Şeytanın arkadaş olduğu kimsenin ne fena arkadaşı vardır!

Tefsir

وَمَاذَا
ne olurdu
عَلَيْهِمْ
onlara
لَوْ
sanki
ءَامَنُوا۟
inansalardı
بِٱللَّهِ
Allah'a
وَٱلْيَوْمِ
ve gününe
ٱلْءَاخِرِ
ahiret
وَأَنفَقُوا۟
ve harcasalardı
مِمَّا رَزَقَهُمُ
kendilerine verdiği rızıktan
ٱللَّهُۚ
Allah'ın
وَكَانَ
ve idi
ٱللَّهُ
Allah
بِهِمْ
onları
عَلِيمًا
biliyor

vemâẕâ `aleyhim lev âmenû billâhi velyevmi-l'âḫiri veenfeḳû mimmâ razeḳahümü-llâh. vekâne-llâhü bihim `alîmâ.

Bunlar Allah'a, ahiret gününe inanmış, Allah'ın verdiği rızıklardan sarfetmiş olsalardı ne zararı olurdu? Oysa Allah onları bilir.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
لَا يَظْلِمُ
haksızlık etmez
مِثْقَالَ
kadar
ذَرَّةٍۖ
zerre
وَإِن
eğer
تَكُ
olsa
حَسَنَةً
(zerre miktarı) bir iyilik
يُضَٰعِفْهَا
onu kat kat yapar
وَيُؤْتِ
ve verir
مِن لَّدُنْهُ
kendi katından
أَجْرًا
bir mükafat
عَظِيمًا
büyük

inne-llâhe lâ yażlimü miŝḳâle ẕerrah. vein tekü ḥasenetey yüḍâ`ifhâ veyü'ti mil ledünhü ecran `ażîmâ.

Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat arttırır ve yapana büyük ecir verir.

Tefsir