Skip to main content

لَّقَدْ
andolsun
كَانَ
vardır
لَكُمْ
sizin için
فِى رَسُولِ
Elçisinde
ٱللَّهِ
Allah'ın
أُسْوَةٌ
bir örnek
حَسَنَةٌ
en güzel
لِّمَن
kimseler için
كَانَ يَرْجُوا۟
kavuşmaya inanan
ٱللَّهَ
Allah'a
وَٱلْيَوْمَ
ve gününe
ٱلْءَاخِرَ
ahiret
وَذَكَرَ
ve anan
ٱللَّهَ
Allah'ı
كَثِيرًا
çokça

leḳad kâne leküm fî rasûli-llâhi üsvetün ḥasenetül limen kâne yercü-llâhe velyevme-l'âhira veẕekera-llâhe keŝîrâ.

Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah (Allah'ın Elçisi) en güzel örnektir.

Tefsir

وَلَمَّا
zaman
رَءَا
gördükleri
ٱلْمُؤْمِنُونَ
mü'minler
ٱلْأَحْزَابَ
(düşman) orduları
قَالُوا۟
dediler
هَٰذَا
bu
مَا وَعَدَنَا
bize va'dettiğidir
ٱللَّهُ
Allah'ın
وَرَسُولُهُۥ
ve Resulünün
وَصَدَقَ
ve doğrudur
ٱللَّهُ
Allah
وَرَسُولُهُۥۚ
ve Resulü
وَمَا
ve
زَادَهُمْ
artırmadı
إِلَّآ
başka bir şey
إِيمَٰنًا
imanlarını
وَتَسْلِيمًا
ve teslimiyetlerini

velemmâ rae-lmü'minûne-l'aḥzâbe ḳâlû hâẕâ mâ ve`adene-llâhü verasûlühû veṣadeḳa-llâhü verasûlüh. vemâ zâdehüm illâ îmânev veteslîmâ.

İnananlar, düşman birliklerini gördükleri zaman: "İşte bu, Allah ve Peygamberinin bize vadettiğidir; Allah ve Peygamberi doğru söylemiştir" dediler. Bu onların ancak imanını ve teslimiyetlerini artırdı.

Tefsir

مِّنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
mü'minlerden
رِجَالٌ
erkekler
صَدَقُوا۟
durdular
مَا عَٰهَدُوا۟
verdikleri sözde
ٱللَّهَ
Allah
عَلَيْهِۖ
üzerine
فَمِنْهُم
onlardan
مَّن
kimi
قَضَىٰ
yerine getirdi
نَحْبَهُۥ
adağını
وَمِنْهُم
ve onlardan
مَّن
kimi
يَنتَظِرُۖ
(şehidlik) beklemektedir
وَمَا
ve asla
بَدَّلُوا۟
(sözlerini) değiştirmemişlerdir
تَبْدِيلًا
değişiklikle

mine-lmü'minîne ricâlün ṣadeḳû mâ `âhedü-llâhe `aleyh. feminhüm men ḳaḍâ naḥbehû veminhüm mey yenteżir. vemâ beddelû tebdîlâ.

İnananlardan, Allah'a verdiği ahdi yerine getiren adamlar vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi de beklemektedir. Ahdlerini hiç değiştirmemişlerdir.

Tefsir

لِّيَجْزِىَ
mükafatladırsın
ٱللَّهُ
Allah
ٱلصَّٰدِقِينَ
doğruları
بِصِدْقِهِمْ
doğruluklarıyle
وَيُعَذِّبَ
ve azabetsin
ٱلْمُنَٰفِقِينَ
iki yüzlülere
إِن
şayet
شَآءَ
dilerse
أَوْ
yahut
يَتُوبَ
tevbelerini kabul buyursun
عَلَيْهِمْۚ
onlardan
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
كَانَ غَفُورًا
çok bağışlayandır
رَّحِيمًا
çok esirgeyendir

liyecziye-llâhu-ṣṣâdiḳîne biṣidḳihim veyü`aẕẕibe-lmünâfiḳîne in şâe ev yetûbe `aleyhim. inne-llâhe kâne gafûrar raḥîmâ.

Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; ikiyüzlüleri de dilerse azablandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

Tefsir

وَرَدَّ
geri çevirdi
ٱللَّهُ
Allah
ٱلَّذِينَ
kimseleri
كَفَرُوا۟
inkar edenleri
بِغَيْظِهِمْ
öfkeleriyle
لَمْ يَنَالُوا۟
eremediler
خَيْرًاۚ
hayra
وَكَفَى
ve yeter
ٱللَّهُ
Allah
ٱلْمُؤْمِنِينَ
mü'minlere
ٱلْقِتَالَۚ
savaşta
وَكَانَ
ve
ٱللَّهُ
Allah
قَوِيًّا
güçlüdür
عَزِيزًا
üstündür

veradde-llâhü-lleẕîne keferû bigayżihim lem yenâlû ḫayrâ. vekefe-llâhü-lmü'minîne-lḳitâl. vekâne-llâhü ḳaviyyen `azîzâ.

Allah inkar edenleri, kinleriyle geri çevirdi, bir hayra ulaşamadılar; savaşta, inananlara Allah'ın yardımı yetti. Allah kuvvetli olandır, güçlü olandır.

Tefsir

وَأَنزَلَ
ve indirdi
ٱلَّذِينَ
kimseleri
ظَٰهَرُوهُم
onlara yardım eden
مِّنْ أَهْلِ
ehlinden
ٱلْكِتَٰبِ
Kitap
مِن صَيَاصِيهِمْ
kalelerinden
وَقَذَفَ
ve düşürdü
فِى
içine
قُلُوبِهِمُ
kalbleri
ٱلرُّعْبَ
korku
فَرِيقًا
bir kısmını
تَقْتُلُونَ
öldürüyordunuz
وَتَأْسِرُونَ
ve esir alıyordunuz
فَرِيقًا
bir kısmını da

veenzele-lleẕîne żâherûhüm min ehli-lkitâbi min ṣayâṣîhim veḳaẕefe fî ḳulûbihimü-rru`be ferîḳan taḳtülûne vete'sirûne ferîḳâ.

Allah, Kitap ehlinden, kafirleri destekleyenleri kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı; onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz.

Tefsir

وَأَوْرَثَكُمْ
ve size miras verdi
أَرْضَهُمْ
topraklarını
وَدِيَٰرَهُمْ
ve yurtlarını
وَأَمْوَٰلَهُمْ
ve mallarını
وَأَرْضًا
ve bir toprağı
لَّمْ تَطَـُٔوهَاۚ
henüz ayak basmadığınız
وَكَانَ
ve
ٱللَّهُ
Allah
عَلَىٰ
üzerine
كُلِّ
her
شَىْءٍ
şey
قَدِيرًا
kadirdir

veevraŝeküm arḍahüm vediyârahüm veemvâlehüm vearḍal lem teṭaûhâ. vekâne-llâhü `alâ külli şey'in ḳadîrâ.

Yerlerini, yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah her şeye Kadir olandır.

Tefsir

يَٰٓأَيُّهَا
ey
ٱلنَّبِىُّ
peygamber
قُل
söyle
لِّأَزْوَٰجِكَ
eşlerine
إِن
eğer
كُنتُنَّ
siz
تُرِدْنَ
istiyorsanız
ٱلْحَيَوٰةَ
hayatını
ٱلدُّنْيَا
dünya
وَزِينَتَهَا
ve süsünü
فَتَعَالَيْنَ
gelin
أُمَتِّعْكُنَّ
size (boşanma bedeli) vereyim
وَأُسَرِّحْكُنَّ
ve sizi salayım
سَرَاحًا
bir salışla
جَمِيلًا
güzel

yâ eyyühe-nnebiyyü ḳul liezvâcike in küntünne türidne-lḥayâte-ddünyâ vezînetehâ fete`âleyne ümetti`künne veüserriḥkünne serâḥan cemîlâ.

Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: "Eğer dünya hayatını ve süslerini istiyorsanız gelin size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim."

Tefsir

وَإِن
ve eğer
كُنتُنَّ
siz
تُرِدْنَ
istiyorsanız
ٱللَّهَ
Allah'ı
وَرَسُولَهُۥ
ve Eçisini
وَٱلدَّارَ
ve yurdunu
ٱلْءَاخِرَةَ
ahiret
فَإِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
أَعَدَّ
hazırlamıştır
لِلْمُحْسِنَٰتِ
güzel hareket edenlere
مِنكُنَّ
sizden
أَجْرًا
bir mükafat
عَظِيمًا
büyük

vein küntünne türidne-llâhe verasûlehû veddâra-l'âḫirate feinne-llâhe e`adde lilmuḥsinâti minkünne ecran `ażîmâ.

"Eğer Allah'ı, Peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük ecir hazırlamıştır."

Tefsir

يَٰنِسَآءَ
ey kadınları
ٱلنَّبِىِّ
peygamber
مَن
kim
يَأْتِ
yaparsa
مِنكُنَّ
sizden
بِفَٰحِشَةٍ
bir fuhuş (edepsizlik)
مُّبَيِّنَةٍ
açık
يُضَٰعَفْ
artırılır
لَهَا
onun için
ٱلْعَذَابُ
azab
ضِعْفَيْنِۚ
iki kat
وَكَانَ
ve
ذَٰلِكَ
bu
عَلَى
göre
ٱللَّهِ
Allah'a
يَسِيرًا
kolaydır

yâ nisâe-nnebiyyi mey ye'ti minkünne bifâḥişetim mübeyyinetiy yüḍâ`af lehe-l`aẕâbü ḍi`feyn. vekâne ẕâlike `ale-llâhi yesîrâ.

Ey Peygamber'in hanımları! Sizlerden biri açık bir hayasızlık yapacak olursa, onun azabı iki kat olur. Bu Allah'a kolaydır.

Tefsir