Skip to main content

فَحَقَّ
artık hak oldu
عَلَيْنَا
bize
قَوْلُ
sözü
رَبِّنَآۖ
Rabbimizin
إِنَّا
elbette biz
لَذَآئِقُونَ
tadacağız

feḥaḳḳa `aleynâ ḳavlü rabbinâ. innâ leẕâiḳûn.

"Bu sebeple, Rabbimizin sözü aleyhimizde gerçekleşti. şüphesiz azabı tadacağız."

Tefsir

فَأَغْوَيْنَٰكُمْ
sizi azdırdık
إِنَّا
çünkü biz
كُنَّا
kendimiz
غَٰوِينَ
azmıştık

feagveynâküm innâ künnâ gâvîn.

"Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık".

Tefsir

فَإِنَّهُمْ
onlar
يَوْمَئِذٍ
o gün
فِى ٱلْعَذَابِ
azabda
مُشْتَرِكُونَ
ortaktırlar

feinnehüm yevmeiẕin fi-l`aẕâbi müşterikûn.

O gün hepsi azabda birleşirler.

Tefsir

إِنَّا
biz
كَذَٰلِكَ
işte böyle
نَفْعَلُ
yaparız
بِٱلْمُجْرِمِينَ
suçlulara

innâ keẕâlike nef`alü bilmücrimîn.

Doğrusu suçlulara böyle yaparız.

Tefsir

إِنَّهُمْ
çünkü onlar
كَانُوٓا۟
idiler
إِذَا
zaman
قِيلَ
dendiği
لَهُمْ
onlara
لَآ
yoktur
إِلَٰهَ
tanrı
إِلَّا
başka
ٱللَّهُ
Allah'tan
يَسْتَكْبِرُونَ
büyüklük tasıyor(lar)

innehüm kânû iẕâ ḳîle lehüm lâ ilâhe ille-llâhü yestekbirûn.

Onlara: "Allah'tan başka tanrı yoktur" denildiği zaman şüphesiz büyüklenirler.

Tefsir

وَيَقُولُونَ
ve derlerdi
أَئِنَّا
biz mi?
لَتَارِكُوٓا۟
terk edeceğiz
ءَالِهَتِنَا
tanrılarımızı
لِشَاعِرٍ
bir şair için
مَّجْنُونٍۭ
cinlenmiş

veyeḳûlûne einnâ letârikû âlihetinâ lişâ`irim mecnûn.

"Deli bir şair yüzünden tanrılarımızı mı bırakalım?" derlerdi.

Tefsir

بَلْ
hayır
جَآءَ
o getirmişti
بِٱلْحَقِّ
gerçeği
وَصَدَّقَ
ve doğrulamıştı
ٱلْمُرْسَلِينَ
elçileri

bel câe bilḥaḳḳi veṣaddeḳa-lmürselîn.

Hayır; o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri doğrulamıştı.

Tefsir

إِنَّكُمْ
şüphesiz siz
لَذَآئِقُوا۟
tadacaksınız
ٱلْعَذَابِ
azabı
ٱلْأَلِيمِ
acı

inneküm leẕâiḳu-l`aẕâbi-l'elîm.

Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.

Tefsir

وَمَا
ve
تُجْزَوْنَ
cezalandırılmayacaksınız
إِلَّا
dışında
مَا
şeyler
كُنتُمْ
olduğunuz
تَعْمَلُونَ
yapmış

vemâ tüczevne illâ mâ küntüm ta`melûn.

Yaptığınızdan başka birşeyle cezalanmayacaksınız.

Tefsir

إِلَّا
(ve) hariçtir
عِبَادَ
kulları
ٱللَّهِ
Allah'ın
ٱلْمُخْلَصِينَ
halis

illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.

Ancak Allah'a içten bağlı kullar bunun dışındadır.

Tefsir