Skip to main content

وَلَقَدْ
ve andolsun
سَبَقَتْ
geçmişti
كَلِمَتُنَا
şu sözümüz
لِعِبَادِنَا
kullarımıza
ٱلْمُرْسَلِينَ
gönderilen elçi

veleḳad sebeḳat kelimetünâ li`ibâdine-lmürselîn.

And olsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir.

Tefsir

إِنَّهُمْ
mutlaka onlar
لَهُمُ
kendileri olacaktır
ٱلْمَنصُورُونَ
zafere ulaştırılanlar

innehüm lehümü-lmenṣûrûn.

Onlar şüphesiz yardım göreceklerdir.

Tefsir

وَإِنَّ
ve mutlaka
جُندَنَا
bizim ordumuz
لَهُمُ
onlara
ٱلْغَٰلِبُونَ
galip gelecektir

veinne cündenâ lehümü-lgâlibûn.

Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir.

Tefsir

فَتَوَلَّ
o halde dön
عَنْهُمْ
onlardan
حَتَّىٰ
kadar
حِينٍ
bir süreye

fetevelle `anhüm ḥattâ ḥîn.

Bir süreye kadar onlara aldırış etme.

Tefsir

وَأَبْصِرْهُمْ
onları gözetle
فَسَوْفَ
yakında
يُبْصِرُونَ
göreceklerdir

veebṣirhüm fesevfe yübṣirûn.

Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

Tefsir

أَفَبِعَذَابِنَا
bizim azabımızı mı?
يَسْتَعْجِلُونَ
acele istiyorlar

efebi`aẕâbinâ yesta`cilûn.

Azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?

Tefsir

فَإِذَا
zaman
نَزَلَ
(azab) indiği
بِسَاحَتِهِمْ
yurtlarına
فَسَآءَ
ne kötü olur
صَبَاحُ
sabahı
ٱلْمُنذَرِينَ
uyarılmış olanların

feiẕâ nezele bisâḥatihim fesâe ṣabâḥu-lmünẕerîn.

O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!

Tefsir

وَتَوَلَّ
ve uzaklaş
عَنْهُمْ
onlardan
حَتَّىٰ
kadar
حِينٍ
bir süreye

vetevelle `anhüm ḥattâ ḥîn.

Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

Tefsir

وَأَبْصِرْ
ve (bekle de) gör
فَسَوْفَ
yakında
يُبْصِرُونَ
onlar da göreceklerdir

veebṣir fesevfe yübṣirûn.

İnecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

Tefsir

سُبْحَٰنَ
yücedir
رَبِّكَ
Rabbin
رَبِّ
sahibi
ٱلْعِزَّةِ
kudret ve şeref
عَمَّا يَصِفُونَ
onların nitelendirmelerinden

sübḥâne rabbike rabbi-l`izzeti `ammâ yeṣifûn.

Senin güçlü olan Rabbin, onların vasıflandırmalarından münezzehtir.

Tefsir