veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn.
Onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız, bildirin, bu sözünüz ne zaman yerine gelecektir?" derler.
ḳul `asâ ey yekûne radife leküm ba`ḍu-lleẕî testa`cilûn.
De ki: "Acele ettiğiniz şeyin bir kısmı belki hemen başınıza gelir."
veinne rabbeke leẕû faḍlin `ale-nnâsi velâkinne ekŝerahüm lâ yeşkürûn.
Doğrusu Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler.
veinne rabbeke leya`lemü mâ tükinnü ṣudûruhüm vemâ yü`linûn.
Şüphesiz Rabbin onların gönüllerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.
vemâ min gâibetin fi-ssemâi vel'arḍi illâ fî kitâbim mübîn.
Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın.
inne hâẕe-lḳur'âne yeḳuṣṣu `alâ benî isrâîle ekŝera-lleẕî hüm fîhi yaḫtelifûn.
Doğrusu bu Kuran, İsrailoğullarına, ayrılığa düştükleri şeyin çoğunu anlatmaktadır.
veinnehû lehüdev veraḥmetül lilmü'minîn.
Doğrusu Kuran, inananlara doğruluk rehberi ve rahmettir.
inne rabbeke yaḳḍî beynehüm biḥukmih. vehüve-l`azîzü-l`alîm.
Rabbin şüphesiz, aralarında, kendi hükmünü verecektir. O güçlüdür, bilendir.
fetevekkel `ale-llâh. inneke `ale-lḥaḳḳi-lmübîn.
Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin.
inneke lâ tüsmi`u-lmevtâ velâ tüsmi`u-ṣṣumme-ddü`âe iẕâ vellev müdbirîn.
Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.