Skip to main content

وَيَقُولُونَ
ve diyorlar
مَتَىٰ
ne zaman?
هَٰذَا
bu
ٱلْوَعْدُ
tehdid(ettiğiniz azab)
إِن
eğer
كُنتُمْ
iseniz
صَٰدِقِينَ
doğrular(dan)

veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn.

Onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız, bildirin, bu sözünüz ne zaman yerine gelecektir?" derler.

Tefsir

قُلْ
de ki
عَسَىٰٓ
belki de
أَن يَكُونَ
olmuştur
رَدِفَ
ardınıza takılmıştır
لَكُم
sizin
بَعْضُ
bir kısmı
ٱلَّذِى تَسْتَعْجِلُونَ
acele ettiğiniz(azab)ın

ḳul `asâ ey yekûne radife leküm ba`ḍu-lleẕî testa`cilûn.

De ki: "Acele ettiğiniz şeyin bir kısmı belki hemen başınıza gelir."

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
رَبَّكَ
Rabbin
لَذُو
sahibidir
فَضْلٍ
lutuf
عَلَى
karşı
ٱلنَّاسِ
insanlara
وَلَٰكِنَّ
fakat
أَكْثَرَهُمْ
çokları
لَا يَشْكُرُونَ
şükretmezler

veinne rabbeke leẕû faḍlin `ale-nnâsi velâkinne ekŝerahüm lâ yeşkürûn.

Doğrusu Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler.

Tefsir

وَإِنَّ
ve elbette
رَبَّكَ
Rabbin
لَيَعْلَمُ
bilir
مَا
şeyleri
تُكِنُّ
gizlediği
صُدُورُهُمْ
onların göğüslerinin
وَمَا
ve şeyleri
يُعْلِنُونَ
açığa vurdukları

veinne rabbeke leya`lemü mâ tükinnü ṣudûruhüm vemâ yü`linûn.

Şüphesiz Rabbin onların gönüllerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.

Tefsir

وَمَا
ve yoktur
مِنْ
hiçbir şey
غَآئِبَةٍ
gizli
فِى ٱلسَّمَآءِ
gökte
وَٱلْأَرْضِ
ve yerde
إِلَّا
olmayan
فِى كِتَٰبٍ
Kitapta
مُّبِينٍ
apaçık

vemâ min gâibetin fi-ssemâi vel'arḍi illâ fî kitâbim mübîn.

Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
هَٰذَا
bu
ٱلْقُرْءَانَ
Kur'an
يَقُصُّ
anlatmaktadır
عَلَىٰ بَنِىٓ
oğullarına
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail
أَكْثَرَ
birçoğunu
ٱلَّذِى
şeylerin
هُمْ
kendilerinin
فِيهِ
onda
يَخْتَلِفُونَ
ayrılığa düştükleri

inne hâẕe-lḳur'âne yeḳuṣṣu `alâ benî isrâîle ekŝera-lleẕî hüm fîhi yaḫtelifûn.

Doğrusu bu Kuran, İsrailoğullarına, ayrılığa düştükleri şeyin çoğunu anlatmaktadır.

Tefsir

وَإِنَّهُۥ
ve elbette O
لَهُدًى
bir yol göstericidir
وَرَحْمَةٌ
ve rahmettir
لِّلْمُؤْمِنِينَ
mü'minlere

veinnehû lehüdev veraḥmetül lilmü'minîn.

Doğrusu Kuran, inananlara doğruluk rehberi ve rahmettir.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
رَبَّكَ
Rabbin
يَقْضِى
icra eder
بَيْنَهُم
onlar arasında
بِحُكْمِهِۦۚ
hükmünü
وَهُوَ
ve O
ٱلْعَزِيزُ
azizdir
ٱلْعَلِيمُ
hakkiyle bilendir

inne rabbeke yaḳḍî beynehüm biḥukmih. vehüve-l`azîzü-l`alîm.

Rabbin şüphesiz, aralarında, kendi hükmünü verecektir. O güçlüdür, bilendir.

Tefsir

فَتَوَكَّلْ
o halde tevekkül et
عَلَى ٱللَّهِۖ
Allah'a
إِنَّكَ
çünkü sen
عَلَى
üzerindesin
ٱلْحَقِّ
gerçek
ٱلْمُبِينِ
apaçık

fetevekkel `ale-llâh. inneke `ale-lḥaḳḳi-lmübîn.

Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin.

Tefsir

إِنَّكَ
elbette sen
لَا تُسْمِعُ
duyuramazsın
ٱلْمَوْتَىٰ
ölülere
وَلَا
ve
تُسْمِعُ
işittiremezsin
ٱلصُّمَّ
sağırlara
ٱلدُّعَآءَ
çağrıyı
إِذَا
zaman
وَلَّوْا۟
kaçtıkları
مُدْبِرِينَ
arkalarını dönerek

inneke lâ tüsmi`u-lmevtâ velâ tüsmi`u-ṣṣumme-ddü`âe iẕâ vellev müdbirîn.

Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Tefsir