Skip to main content

قَالَ
dedi di
رَبِّ
Rabbim
ٱجْعَل
o halde ver
لِّىٓ
bana
ءَايَةًۖ
bir alamet
قَالَ
(Allah) dedi ki
ءَايَتُكَ
senin alametin
أَلَّا تُكَلِّمَ
konuşamamandır
ٱلنَّاسَ
insanlarla
ثَلَٰثَةَ
üç
أَيَّامٍ
gün
إِلَّا
başka
رَمْزًاۗ
işaretten
وَٱذْكُر
ve an
رَّبَّكَ
Rabbini
كَثِيرًا
çok
وَسَبِّحْ
ve (O'nu) tesbih et
بِٱلْعَشِىِّ
akşam
وَٱلْإِبْكَٰرِ
ve sabah

ḳâle rabbi-c`al lî âyeh. ḳâle âyetüke ellâ tükellime-nnâse ŝelâŝete eyyâmin illâ ramzâ. veẕkür rabbeke keŝîrav vesebbiḥ bil`aşiyyi vel'ibkâr.

"Ya Rabbi! Bana bir alamet ver" dedi, "Alametin, üç gün, işaretle anlaşma dışında insanlarla konuşmamandır; Rabbini çok an, akşam sabah hamd et" dedi.

Tefsir

وَإِذْ
bir zaman
قَالَتِ
demişti ki
ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ
Melekler
يَٰمَرْيَمُ
Ey Meryem
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
ٱصْطَفَىٰكِ
seni seçti
وَطَهَّرَكِ
ve temizledi
وَٱصْطَفَىٰكِ
ve seni üstün kıldı
عَلَىٰ
üzerine
نِسَآءِ
kadınları
ٱلْعَٰلَمِينَ
dünyaların

veiẕ ḳâleti-lmelâiketü yâ meryemü inne-llâhe-ṣṭafâki veṭahheraki vaṣṭafâki `alâ nisâi-l`âlemîn.

Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni seçip temizledi. Dünyaların kadınlarından seni üstün tuttu."

Tefsir

يَٰمَرْيَمُ
Ey Meryem
ٱقْنُتِى
divan dur
لِرَبِّكِ
Rabbine
وَٱسْجُدِى
ve secde et
وَٱرْكَعِى
ve (huzurunda) eğil
مَعَ
beraber
ٱلرَّٰكِعِينَ
eğilenlerle

yâ meryemu-ḳnütî lirabbiki vescüdî verke`î me`a-rrâki`în.

"Ey Meryem! Rabbine gönülden boyun eğ, secde et, rüku edenlerle birlikte rüku et."

Tefsir

ذَٰلِكَ
bunlar
مِنْ أَنۢبَآءِ
haberlerindendir
ٱلْغَيْبِ
görünmez alemin
نُوحِيهِ
vahyettiğimiz
إِلَيْكَۚ
sana
وَمَا كُنتَ
sen değildin
لَدَيْهِمْ
onların yanında
إِذْ
zaman
يُلْقُونَ
attıkları
أَقْلَٰمَهُمْ
(kur'a) oklarını
أَيُّهُمْ
hangisi
يَكْفُلُ
kefil olacak (diye)
مَرْيَمَ
Meryem'e
وَمَا كُنتَ
sen değildin
لَدَيْهِمْ
yanlarında
إِذْ
zaman
يَخْتَصِمُونَ
birbirleriyle çekiştikleri

ẕâlike min embâi-lgaybi nûḥîhi ileyk. vemâ künte ledeyhim iẕ yülḳûne aḳlâmehüm eyyühüm yekfülü meryem. vemâ künte ledeyhim iẕ yaḫteṣimûn.

Bu Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem'e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin, çekişirlerken de orada bulunmadın.

Tefsir

إِذْ
hani
قَالَتِ
demişti
ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ
Melekler
يَٰمَرْيَمُ
Ey Meryem
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
يُبَشِّرُكِ
seni müjdeliyor
بِكَلِمَةٍ
bir kelime ile
مِّنْهُ
kendisinden
ٱسْمُهُ
onun adı
ٱلْمَسِيحُ
Mesih'dir
عِيسَى
Îsa
ٱبْنُ
oğlu
مَرْيَمَ
Meryem
وَجِيهًا
yüzdedir (şereflidir)
فِى ٱلدُّنْيَا
dünyada
وَٱلْءَاخِرَةِ
ve ahirette
وَمِنَ ٱلْمُقَرَّبِينَ
ve (Allah'a) yakın olanlardandır

iẕ ḳâleti-lmelâiketü yâ meryemü inne-llâhe yübeşşiruki bikelimetim minh. ismühü-lmesîḥu `îse-bnü meryeme vecîhen fi-ddünyâ vel'âḫirati vemine-lmüḳarrabîn.

Melekler demişti ki: "Ey Meryem! Allah sana, Kendinden bir sözü, adı Meryem oğlu İsa olan Mesihi, dünya ve ahirette şerefli ve Allah'a yakın kılınanlardan olarak müjdeler".

Tefsir

وَيُكَلِّمُ
ve konuşacak
ٱلنَّاسَ
insanlara
فِى ٱلْمَهْدِ
beşikte
وَكَهْلًا
ve yetişkinlikte
وَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
ve iyilerden olacaktır

veyükellimü-nnâse fi-lmehdi vekehlev vemine-ṣṣâliḥîn.

"İnsanlarla, beşikte iken de, yetişkin iken de konuşacaktır ve o, iyilerdendir".

Tefsir

قَالَتْ
dedi ki
رَبِّ
Rabbim
أَنَّىٰ
nasıl
يَكُونُ
olur
لِى
benim
وَلَدٌ
çocuğum
وَلَمْ يَمْسَسْنِى
bana dokunmamışken
بَشَرٌۖ
bir beşer
قَالَ
dedi
كَذَٰلِكِ
böyledir
ٱللَّهُ
Allah
يَخْلُقُ
yaratır
مَا
şeyi
يَشَآءُۚ
dilediği
إِذَا
zaman
قَضَىٰٓ
istediği
أَمْرًا
bir şey(in olmasını)
فَإِنَّمَا
sadece
يَقُولُ
der
لَهُۥ
ona
كُن
ol'
فَيَكُونُ
o da oluverir

ḳâlet rabbi ennâ yekûnü lî veledüv velem yemsesnî beşer. ḳâle keẕâliki-llâhü yaḫlüḳu mâ yeşâ'. iẕâ ḳaḍâ emran feinnemâ yeḳûlü lehû kün feyekûn.

Meryem: "Rabbim! Bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?" demişti. Melekler şöyle dediler: "Allah dilediğini böylece yaratır. Bir işin olmasını dilerse ona ol der ve olur".

Tefsir

وَيُعَلِّمُهُ
ve ona öğretecektir
ٱلْكِتَٰبَ
Kitabı
وَٱلْحِكْمَةَ
ve Hikmeti
وَٱلتَّوْرَىٰةَ
ve Tevrat'ı
وَٱلْإِنجِيلَ
ve İncil'i

veyü`allimühü-lkitâbe velḥikmete vettevrâte vel'incîl.

Ona Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek, İsrailoğullarına şöyle diyen bir peygamber kılacak: "Ben size Rabbinizden bir ayet getirdim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim, Allah'ın izniyle, hemen kuş olacaktır; anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah'ın izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. İnanmışsanız bunda size delil vardır".

Tefsir

وَرَسُولًا
ve bir elçi (şöyle diyen)
إِلَىٰ بَنِىٓ
oğullarına
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail
أَنِّى
ben
قَدْ
doğrusu
جِئْتُكُم
size getirdim
بِـَٔايَةٍ
bir mu'cize
مِّن رَّبِّكُمْۖ
Rabbinizden
أَنِّىٓ
ben
أَخْلُقُ
yaratırım
لَكُم
sizin için
مِّنَ ٱلطِّينِ
çamurdan
كَهَيْـَٔةِ
şeklinde bir şey
ٱلطَّيْرِ
kuş
فَأَنفُخُ
üflerim
فِيهِ
ona
فَيَكُونُ
hemen oluverir
طَيْرًۢا
bir kuş
بِإِذْنِ
izniyle
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
وَأُبْرِئُ
ve iyileştiririm
ٱلْأَكْمَهَ
körü
وَٱلْأَبْرَصَ
ve alacalıyı
وَأُحْىِ
ve diriltirim
ٱلْمَوْتَىٰ
ölüleri
بِإِذْنِ
izniyle
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
وَأُنَبِّئُكُم
ve size haber veririm
بِمَا
ne
تَأْكُلُونَ
yediğinizi
وَمَا
ve ne
تَدَّخِرُونَ
biriktirdiğinizi
فِى بُيُوتِكُمْۚ
evlerinizde
إِنَّ
elbette
فِى ذَٰلِكَ
bunda
لَءَايَةً
bir ibret vardır
لَّكُمْ
sizin için
إِن
eğer
كُنتُم
iseniz
مُّؤْمِنِينَ
inanıyor

verasûlen ilâ benî isrâîle ennî ḳad ci'tüküm biâyetim mir rabbiküm ennî aḫlüḳu leküm mine-ṭṭîni kehey'eti-ṭṭayri feenfüḫu fîhi feyekûnü ṭayram biiẕni-llâh. veübriü-l'ekmehe vel'ebraṣa veuḥyi-lmevtâ biiẕni-llâh. veünebbiüküm bimâ te'külûne vemâ teddeḫirûne fî büyûtiküm. inne fî ẕâlike leâyetel leküm in küntüm mü'minîn.

Ona Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek, İsrailoğullarına şöyle diyen bir peygamber kılacak: "Ben size Rabbinizden bir ayet getirdim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim, Allah'ın izniyle, hemen kuş olacaktır; anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah'ın izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. İnanmışsanız bunda size delil vardır".

Tefsir

وَمُصَدِّقًا
ve doğrulayıcı olarak
لِّمَا
şeyi
بَيْنَ يَدَىَّ
benden önce gelen
مِنَ ٱلتَّوْرَىٰةِ
Tevrat'ı
وَلِأُحِلَّ
ve helal kılmak için
لَكُم
size
بَعْضَ
bazı
ٱلَّذِى
şeyleri
حُرِّمَ
haram kılınan
عَلَيْكُمْۚ
size
وَجِئْتُكُم
ve size getirdim
بِـَٔايَةٍ
bir mu'cize
مِّن رَّبِّكُمْ
Rabbinizden
فَٱتَّقُوا۟
o halde korkun
ٱللَّهَ
Allah'tan
وَأَطِيعُونِ
ve bana ita'at edin

vemüṣaddiḳal limâ beyne yedeyye mine-ttevrâti veliüḥille leküm ba`ḍa-lleẕî ḥurrime `aleyküm veci'tüküm biâyetim mir rabbiküm fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.

"Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik etmekle beraber size yasak edilenlerin bir kısmını helal kılmak üzere, Rabbinizden size bir ayet getirdim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin; çünkü Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk edin, bu doğru yoldur".

Tefsir