Skip to main content

يَٰٓأَيُّهَا
ey
ٱلرُّسُلُ
elçiler
كُلُوا۟
yeyin
مِنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ
güzel şeylerden
وَٱعْمَلُوا۟
ve yapın
صَٰلِحًاۖ
yararlı iş
إِنِّى
çünkü ben
بِمَا
şeyleri
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınız
عَلِيمٌ
bilmekteyim

yâ eyyühe-rrusülü külû mine-ṭṭayyibâti va`melû ṣâliḥâ. innî bimâ ta`melûne `alîm.

Ey Peygamberler! Temiz şeylerden yiyin, yararlı iş işleyin; doğrusu Ben, yaptığınızı bilirim.

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
هَٰذِهِۦٓ
bu
أُمَّتُكُمْ
sizin ümmetiniz
أُمَّةً
ümmettir
وَٰحِدَةً
bir tek
وَأَنَا۠
ve ben de
رَبُّكُمْ
sizin Rabbinizim
فَٱتَّقُونِ
benden korkun

veinne hâẕihî ümmetüküm ümmetev vâḥidetev veenâ rabbüküm fetteḳûn.

Şüphesiz bu Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim; öyleyse Benden sakının.

Tefsir

فَتَقَطَّعُوٓا۟
fakat parçalayıp ayırdılar
أَمْرَهُم
işlerini
بَيْنَهُمْ
aralarında
زُبُرًاۖ
Kitaplara
كُلُّ
her
حِزْبٍۭ
gurup
بِمَا
bulunanla
لَدَيْهِمْ
kendi yanında
فَرِحُونَ
sevinmektedir

feteḳaṭṭa`û emrahüm beynehüm zübürâ. küllü ḥizbim bimâ ledeyhim feriḥûn.

Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.

Tefsir

فَذَرْهُمْ
onları bırak
فِى
içinde
غَمْرَتِهِمْ
gafletleri
حَتَّىٰ
kadar
حِينٍ
bir süreye

feẕerhüm fî gamratihim ḥattâ ḥîn.

Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak.

Tefsir

أَيَحْسَبُونَ
onlar sanıyorlar mı?
أَنَّمَا
ile
نُمِدُّهُم
kendilerine verdiğimiz
بِهِۦ مِن مَّالٍ
mal
وَبَنِينَ
ve oğullar

eyaḥsebûne ennemâ nümiddühüm bihî mim mâliv vebenîn.

Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyiliklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır; farkında değiller.

Tefsir

نُسَارِعُ
koşuyoruz
لَهُمْ
onların
فِى ٱلْخَيْرَٰتِۚ
iyiliklerine
بَل
bilakis
لَّا
değiller
يَشْعُرُونَ
onlar farkında

nüsâri`u lehüm fi-lḫayrât. bel lâ yeş`urûn.

Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyiliklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır; farkında değiller.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱلَّذِينَ
onlar ki
هُم
onlar
مِّنْ خَشْيَةِ
saygıdan
رَبِّهِم
Rablerine
مُّشْفِقُونَ
titrerler

inne-lleẕîne hüm min ḫaşyeti rabbihim müşfiḳûn.

Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.

Tefsir

وَٱلَّذِينَ
ve onlar ki
هُم
onlar
بِـَٔايَٰتِ
ayetlerine
رَبِّهِمْ
Rablerinin
يُؤْمِنُونَ
inanırlar

velleẕîne hüm biâyâti rabbihim yü'minûn.

Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.

Tefsir

وَٱلَّذِينَ
ve onlar ki
هُم
onlar
بِرَبِّهِمْ
Rablerine
لَا يُشْرِكُونَ
ortak koşmazlar

velleẕîne hüm birabbihim lâ yüşrikûn.

Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.

Tefsir

وَٱلَّذِينَ
ve onlar ki
يُؤْتُونَ
verirler
مَآ
şeyi
ءَاتَوا۟
verdikleri
وَّقُلُوبُهُمْ
kalbleri
وَجِلَةٌ
ürpererek
أَنَّهُمْ
şüphesiz onlar
إِلَىٰ رَبِّهِمْ
Rablerinin huzuruna
رَٰجِعُونَ
dönecekler

velleẕîne yü'tûne mâ âtev veḳulûbühüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim râci`ûn.

Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.

Tefsir