Skip to main content

أَوَلَمْ يَرَوْا۟
görmediler mi?
أَنَّا
ki biz
خَلَقْنَا
yarattık
لَهُم
kendilerine
مِّمَّا
şeylerden
عَمِلَتْ
yaptıkları
أَيْدِينَآ
ellerimizin
أَنْعَٰمًا
nice hayvanlar
فَهُمْ
kendileri
لَهَا
onlara
مَٰلِكُونَ
malik olmaktadırlar

evelem yerav ennâ ḫalaḳnâ lehüm mimmâ `amilet eydînâ en`âmen fehüm lehâ mâlikûn.

Kudretimizle kendileri için hayvanlar yarattığımızı görmezler mi? Onlara sahip olmaktadırlar.

Tefsir

وَذَلَّلْنَٰهَا
onları boyun eğdirdik
لَهُمْ
kendilerine
فَمِنْهَا
onlardan bazıları
رَكُوبُهُمْ
binekleridir
وَمِنْهَا
ve onlardan bazılarını
يَأْكُلُونَ
yerler

veẕellelnâhâ lehüm feminhâ rakûbühüm veminhâ ye'külûn.

Onları kendilerinin buyruğuna verdik; bindikleri de, etini yedikleri de vardır.

Tefsir

وَلَهُمْ
kendileri için vardır
فِيهَا
onlarda
مَنَٰفِعُ
birçok yararlar
وَمَشَارِبُۖ
ve içecekler
أَفَلَا يَشْكُرُونَ
hala şükretmiyorlar mı?

velehüm fîhâ menâfi`u vemeşârib. efelâ yeşkürûn.

Onlarda daha nice faydalar, içecekler vardır; şükretmezler mi?

Tefsir

وَٱتَّخَذُوا۟
ve edindiler
مِن دُونِ
başka
ٱللَّهِ
Allah'tan
ءَالِهَةً
tanrılar
لَّعَلَّهُمْ
onlar umarak
يُنصَرُونَ
yardım edilir

vetteḫaẕû min dûni-llâhi âlihetel le`allehüm yünṣarûn.

Allah'ı bırakıp da, kendilerine yardımı dokunur diye, başka tanrılar edindiler.

Tefsir

لَا يَسْتَطِيعُونَ
güçleri yetmez
نَصْرَهُمْ
onlara yardım etmeye
وَهُمْ
ve onlar
لَهُمْ
onlar için
جُندٌ
askerlerdir
مُّحْضَرُونَ
hazırlanmış

lâ yesteṭî`ûne naṣrahüm vehüm lehüm cündüm muḥḍarûn.

Oysa onlar yardım edemezler, ancak kendileri o tanrılara koruyuculuk için nöbet beklerler.

Tefsir

فَلَا يَحْزُنكَ
seni üzmesin
قَوْلُهُمْۘ
onların sözü
إِنَّا
biz elbette
نَعْلَمُ
biliyoruz
مَا يُسِرُّونَ
onların gizlediklerini
وَمَا
ve
يُعْلِنُونَ
açığa vurduklarını

felâ yaḥzünke ḳavlühüm. innâ na`lemü mâ yüsirrûne vemâ yü`linûn.

Bunların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da şüphesiz biliriz.

Tefsir

أَوَلَمْ يَرَ
görmedi mi?
ٱلْإِنسَٰنُ
insan
أَنَّا
bizim
خَلَقْنَٰهُ
kendisini yarattığımızı
مِن نُّطْفَةٍ
bir nutfe(sperm)den
فَإِذَا
şimdi oldu
هُوَ
o
خَصِيمٌ
bir hasım
مُّبِينٌ
apaçık

evelem yera-l'insânü ennâ ḫalaḳnâhü min nuṭfetin feiẕâ hüve ḫaṣîmüm mübîn.

İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; "Çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek, Bize misal vermeye kalkar?

Tefsir

وَضَرَبَ
ve misal verdi
لَنَا
bize
مَثَلًا
bir örnekle
وَنَسِىَ
unutarak
خَلْقَهُۥۖ
kendi yaratılışını
قَالَ
dedi
مَن
kim?
يُحْىِ
diriltecek
ٱلْعِظَٰمَ
kemikleri
وَهِىَ
şu
رَمِيمٌ
çürümüş

veḍarabe lenâ meŝelev venesiye ḫalḳah. ḳâle mey yuḥyi-l`iżâme vehiye ramîm.

İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; "Çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek, Bize misal vermeye kalkar?

Tefsir

قُلْ
de ki
يُحْيِيهَا
onları diriltecek
ٱلَّذِىٓ أَنشَأَهَآ
yaratan
أَوَّلَ
ilk
مَرَّةٍۖ
defa
وَهُوَ
ve O
بِكُلِّ
her
خَلْقٍ
yaratmayı
عَلِيمٌ
bilir

ḳul yuḥyîhe-lleẕî enşeehâ evvele merrah. vehüve bikülli ḫalḳin `alîm.

De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir."

Tefsir

ٱلَّذِى
O ki
جَعَلَ
yaptı
لَكُم
size
مِّنَ ٱلشَّجَرِ
ağaçtan
ٱلْأَخْضَرِ
yeşil
نَارًا
ateş
فَإِذَآ
işte
أَنتُم
siz
مِّنْهُ
ondan
تُوقِدُونَ
yakıyorsunuz

elleẕî ce`ale leküm mine-şşeceri-l'aḫḍari nâran feiẕâ entüm minhü tûḳidûn.

Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız.

Tefsir