Skip to main content

قَالَ
buyurdu ki
هَٰذَا
işte budur
صِرَٰطٌ
yol
عَلَىَّ
bana varan
مُسْتَقِيمٌ
dosdoğru

ḳâle hâẕâ ṣirâṭun `aleyye müsteḳîm.

'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır."

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
عِبَادِى
benim kullarım
لَيْسَ
yoktur
لَكَ
senin
عَلَيْهِمْ
üzerinde
سُلْطَٰنٌ
bir gücün
إِلَّا
dışında
مَنِ
kimseler
ٱتَّبَعَكَ
sana uyan
مِنَ ٱلْغَاوِينَ
azgınlardan

inne `ibâdî leyse leke `aleyhim sülṭânün illâ meni-ttebe`ake mine-lgâvîn.

'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır."

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
جَهَنَّمَ
Cehennem
لَمَوْعِدُهُمْ
onların buluşma yeridir
أَجْمَعِينَ
hepsinin

veinne cehenneme lemev`idühüm ecme`în.

"Ve Cehennem onların hepsinin toplanacağı yerdir."

Tefsir

لَهَا
onun vardır
سَبْعَةُ
yedi
أَبْوَٰبٍ
kapısı
لِّكُلِّ
her
بَابٍ
kapıya
مِّنْهُمْ
onlardan
جُزْءٌ
bir bölüm
مَّقْسُومٌ
ayrılmıştır

lehâ seb`atü ebvâb. likülli bâbim minhüm cüz'üm maḳsûm.

O cehennemin yedi kapısı olup, her kapıdan onların girecekleri ayrılmış bir kısım vardır.

Tefsir

إِنَّ
muhakkak
ٱلْمُتَّقِينَ
muttakiler
فِى جَنَّٰتٍ
cennetlerde
وَعُيُونٍ
pınar başlarındadırlar

inne-lmütteḳîne fî cennâtiv ve`uyûn.

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise, cennetlerde, pınar başlarındadırlar.

Tefsir

ٱدْخُلُوهَا
oraya girin
بِسَلَٰمٍ
esenlikle
ءَامِنِينَ
güven içinde

üdḫulûhâ biselâmin âminîn.

"Oraya güven içinde, esenlikle girin" denilir.

Tefsir

وَنَزَعْنَا
çıkarıp atmışızdır
مَا
olan
فِى صُدُورِهِم
göğüslerindeki
مِّنْ غِلٍّ
kini
إِخْوَٰنًا
kardeşler olarak
عَلَىٰ
üzerinde
سُرُرٍ
divanlar
مُّتَقَٰبِلِينَ
karşı karşıya otururlar

veneza`nâ mâ fî ṣudûrihim min gillin iḫvânen `alâ sürurim müteḳâbilîn.

Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir.

Tefsir

لَا يَمَسُّهُمْ
onlara dokunmaz
فِيهَا
orada
نَصَبٌ
hiçbir yorgunluk
وَمَا
ve değillerdir
هُم
onlar
مِّنْهَا
oradan
بِمُخْرَجِينَ
çıkarılacak

lâ yemessühüm fîhâ neṣabüv vemâ hüm minhâ bimuḫracîn.

Onlar orada bir yorgunluk hissetmezler. Oradan çıkarılacak da değillerdir.

Tefsir

نَبِّئْ
haber ver
عِبَادِىٓ
kullarıma
أَنِّىٓ
şüphesiz
أَنَا
ben
ٱلْغَفُورُ
bağışlayanım
ٱلرَّحِيمُ
esirgeyenim

nebbi' `ibâdî ennî ene-lgafûru-rraḥîm.

Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.

Tefsir

وَأَنَّ
fakat
عَذَابِى
benim azabım
هُوَ
o
ٱلْعَذَابُ
bir azabdır
ٱلْأَلِيمُ
çok acı

veenne `aẕâbî hüve-l`aẕâbü-l'elîm.

Kullarıma Benim bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.

Tefsir