ḳul terabbeṣû feinnî me`aküm mine-lmüterabbiṣîn.
De ki: "Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim."
em te'müruhüm aḥlâmühüm bihâẕâ em hüm ḳavmün ṭâgûn.
Bunu onlara akılları mı buyuruyor? Yoksa onlar azgın bir millet midirler?
em yeḳûlûne teḳavveleh. bel lâ yü'minûn.
Yahut: "Onu kendi uydurdu" diyorlar öyle mi? Hayır, inanmıyorlar.
felye'tû biḥadîŝim miŝlihî in kânû ṣâdiḳîn.
Eğer iddialarında samimi iseler Kuran'ın benzeri bir söz meydana getirsinler.
em ḫuliḳû min gayri şey'in em hümü-lḫâliḳûn.
Onlar, yaratan olmaksızın mı yaratıldılar yoksa yaratanlar kendileri midir?
em ḫaleḳu-ssemâvâti vel'arḍ. bel lâ yûḳinûn.
Yoksa gökleri ve yeri kendileri mi yarattılar? Hayır, Allah'a kesin olarak inanmıyorlar.
em `indehüm ḫazâinü rabbike em hümü-lmüṣayṭirûn.
Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa onlar mı işe hakimdirler?
em lehüm süllemüy yestemi`ûne fîh. felye'ti müstemi`uhüm bisülṭânim mübîn.
Yoksa, üzerine çıkıp vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
em lehü-lbenâtü velekümü-lbenûn.
Demek kızlar Allah'ın, oğullar sizin öyle mi?
em tes'elühüm ecran fehüm mim magramim müŝḳalûn.
Yahut sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?